Reklam
27 Aralık 2007 Perşembe
Cartier'in pırlanta koleksiyonu göz kamaştırdı
Pırlanta firması Cartier'in yeni modelleri, defileyle tanıtıldı.
İstanbul Esma Sultan Yalısı'nda düzenlenen defilede, ''Delice de Cartier, Himalaya'' koleksiyonundan parçalar sergilendi.
Azra Akın ile 4 yabancı manken, 15 parçadan oluşan pırlantaları tanıttı.Ev sahipliğini Cartier Murahhas Üyesi Patrick Normand'ın yaptığı defile, davetlilerden alkış aldı.
Altın ve Pırlanta'da Rekabet %50 İndirim Getirdi
Yeni yıla sayılı günler kala pırlanta ve elmas taşlı takı satan firmalar arasındaki rekabet hızlanırken, ürünlerdeki indirim yüzde 50'ye kadar ulaştı.
Konya'da kurulu Sarraf Karacaoğlu'nun ortaklarından Mevlüt Karacaoğlu, son yıllarda Türkiye'de pırlanta satışında önemli gelişme görüldüğünü söyledi.
Karacaoğlu, firmaların pırlanta takıların, çok pahalı bir ürün olmadığını tüketiciye biraz olsun anlatmaya başladığını ifade etti ve şöyle devam etti:
"Bu yüzden son dönemlerde pırlanta satışları hareketlendi. Ancak bu yeterli değil. Bu nedenle, sevgililer, anneler günü ve yılbaşı gibi özel günlere yönelik kampanyalar düzenleniyor.
Çalıştığımız firmalarla görüşüp pırlanta ve elmasta oldukça dikkat çekici oranda, yüzde 50 düzeyinde indirim yaptık. Bu indirimi gören herkes şaşırıyor. Amaç pırlanta kullanımının daha da yaygınlaşması."
Konya'da kurulu Özboyacı Altın A.Ş yetkilileri ise "Önceden pırlanta altına göre çok pahalıydı. Şimdi ise pırlanta ile altın arasındaki uçurum azaldı. Bir de pırlanta taşlı altın takılarda indirim ve taksit olunca satışlar arttı. Özellikle önümüzdeki hafta sonuna kadar satışların daha da canlanmasını bekliyoruz" diye konuştular.
Konya'da kurulu Sarraf Karacaoğlu'nun ortaklarından Mevlüt Karacaoğlu, son yıllarda Türkiye'de pırlanta satışında önemli gelişme görüldüğünü söyledi.
Karacaoğlu, firmaların pırlanta takıların, çok pahalı bir ürün olmadığını tüketiciye biraz olsun anlatmaya başladığını ifade etti ve şöyle devam etti:
"Bu yüzden son dönemlerde pırlanta satışları hareketlendi. Ancak bu yeterli değil. Bu nedenle, sevgililer, anneler günü ve yılbaşı gibi özel günlere yönelik kampanyalar düzenleniyor.
Çalıştığımız firmalarla görüşüp pırlanta ve elmasta oldukça dikkat çekici oranda, yüzde 50 düzeyinde indirim yaptık. Bu indirimi gören herkes şaşırıyor. Amaç pırlanta kullanımının daha da yaygınlaşması."
Konya'da kurulu Özboyacı Altın A.Ş yetkilileri ise "Önceden pırlanta altına göre çok pahalıydı. Şimdi ise pırlanta ile altın arasındaki uçurum azaldı. Bir de pırlanta taşlı altın takılarda indirim ve taksit olunca satışlar arttı. Özellikle önümüzdeki hafta sonuna kadar satışların daha da canlanmasını bekliyoruz" diye konuştular.
Tek taş 350 YTL'ye düştü
Pırlanta ve altın, yılbaşı için kapıştı. Ortaya çıkan fiyatlara inanamayacaksınız.
Türk halkının gözdesi olan altının tahtını pırlanta sallıyor. Yeni yıla sayılı günler kala pırlanta ve altın satan firmalar arasındaki rekabet hızlandı. İndirim yüzde 50'ye kadar ulaştı.
Altın ile pırlantadaki rekabet tüketiciye yarayacak. Yılbaşı indirimleri baştan çıkarıcı düzeyde.
Pırlanta taşlı altın takılarda fiyatlar normalde 700 YTL ile 16 bin YTL arasında değişiyor. Yılbaşı özel indirimi olan yüzde 50'lik indirim ile tek taş pırlantanın fiyatı 700 YTL'den 350 YTL'ye indi.
16 bin YTL olan takının fiyatı ise 8 bin YTL'ye kadar düştü. Bu rakamlar nakit ya da kredi kartına tek çekim şeklindeki ödemelerde geçerli.
Altınbaş firmasının pırlanta ürünlerinde de yüzde 25 oranda indirimler devrede...
ALTINDA DA KAMPANYA
Pırlanta ile yarışan altında da indirim kampanyaları devreye girdi. Altındaki indirim oranı yüzde 15 ile sınırlı.
Altına hücum
Türkiye'de altın üretiminin son yılların en üst seviyesine ulaştı.
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, Türkiye’de altın üretiminin son yılların en üst seviyesinde olduğunu, yüzde 300 artışla 6 tona yükseldiğini söyledi.
Saraç, “Bu miktar, 10 tona çıkarılabilir. Bu rakam, dünya ölçeğinde küçük, ancak Türkiye’nin kendi içinde büyük ve ciddi bir rakam” dedi. 14 Aralık itibariyle gerçekleştirilen 323 ton altın işlem miktarı ile 2005’i yakaladıklarını, son 5 yıldaki zirveyi tekrar gördüklerini kaydeden Saraç, bu ticaret alanında dünyada azalmanın olduğu bir dönemde Türkiye’de işlem hacminin artıyor olmasının büyük önem taşıdığını bildirdi.
DEVİRLER YAŞANABİLİR
Altın üretimindeki artışta, Enerji Bakanlığı’nın politikası ile metal fiyatlarındaki ciddi yükselişin sektörde yer almayan firmaları bile cezbetmesinin etkili olduğunu ifade eden Saraç, piyasaya yeni yatırımcıların girdiğini söyledi. Saraç, şöyle konuştu: “ Henüz Bakanlığın çıkarmadığı pek çok ruhsat yeri, işletilmeyi bekleyen yerler var. Bir de ellerinde ruhsat bulundurup bunu işletmeyi düşünmeyen yabancı firmalar mevcut. O firmalar, Türkiye’deki hukukun gidişatına bakıyorlar. Kendileri işletmek yerine devredebilirler. Eğer bu devirler de sözkonusu olursa o zaman bu alana yeni yatırımcılar girecektir, yeni sahalar ortaya çıkacaktır.” Danıştay’ın en büyük madenin işletilmesini durdurduğunu hatırlatan Saraç, yabancı yatırımcılar için bunun olumsuz bir hava yarattığını söyledi.
YATIRIMCILAR SIRADA
Saraç, “Firmalar, bu devirleri pay şeklinde verecek ya da toptan satacak. Bu da yeni alanların, yeni yatırımcıların olacağı anlamına gelir. Türkiye’de altın üretimi için sırada bekleyen onlarca yatırımcı var. Kârlılığını gören herkes bu alana girmek ister. Mücevherat üretiminde olan firmalar bile maden arıyorlar. Bizim yerli belli başlı markalarımız bile maden, ruhsat arayışında” diye konuştu.
22 Aralık 2007 Cumartesi
Yeni yıla göz alıcı ışıltınızla merhaba deyin
Glitz, birbirinden güzel altın ve pırlanta takılarıyla yılbaşında da güzelliğinizi tamamlıyor.
Glitz, birbirinden güzel altın ve pırlanta takılarıyla yılbaşında da güzelliğinizi tamamlıyor. Ya da Glitz’in sınırlı sayıda üretilen özel tasarımlarıyla kıyafetinizi bütünleyebilir ve gecenin tek yıldızı siz olabilirsiniz.
Ayrıca farklı fiyat alternatifleriyle sunulan Glitz ürünlerinden sevdiklerinize sevginiz kadar özel hediyeler sunabilirsiniz.
Yeni yıla Glitz ile pırıltılı bir başlangıç yapın. Işıltılı bir senenin sırrı Glitz’de saklı.
Pırlanta nasıl seçilir, ne anlatır?
Nasıl ki çiçeklerin ve renklerin bir dili varsa pırlantanın da var. Pırlanta hediye edilen kişiye ne anlatır, tek taş pırlanta ne ifade eder? Pırlanta hediye alırken nelere dikkat etmeli?
Yılbaşına sayılı günler kala, eşine veya sevgilisine aşkını ifade etmek için hediye bakanlar, biraz pahalı olmakla birlikte pırlantanın dilinden yararlanabilirler.
Alacakları hediye ile ilgili maddi sıkıntısı bulunmayanlar, sevdiğine ''sen dünyada teksin'' demek istiyorlarsa tek taş pırlanta, ölümsüz aşklarını ifade etmek için de ''dün, bugün ve yarın seninleyim'' anlamına gelen tria hediye edebilirler.
Zen Mücevherat'ın ortaklarından Oğuzhan Aydoğan, pırlanta alırken, aldanmamak için dikkat edilmesi gerekenlerle ve pırlantanın anlamı konusunda soruları yanıtladı.
Pırlanta seçerken 5 temel konuya dikkat edilmesi gerektiğini ve pırlantada fiyatı bu 5 özelliğin belirlediğini kaydeden Aydoğan, mücevhercilerin bunları kısaca 5C olarak adlandırdıkları söyledi.
Bunların kesim (cut), Renk (colour), berraklık (clarity), karat ağırlığı (carat weight) olduğunu ve her birinin mücevher fiyatında yüzde 20'şer paya sahip bulunduğunu söyleyen Aydoğan, geriye kalan yüzde 20'lik fiyatı ise mücevherin sahip olduğu sertifikanın (certificate) oluşturduğunu kaydetti.
-2 BİN 500 DİPLOMALI KUYUMCU-
Vatandaşlara mücevher alırken, aldanmamaları ve tatsız olaylar yaşamamaları için bir dizi öneride de bulunan Aydoğan, alınacak mücevherle ilgili satış temsilcisinden öncelikle kesim, renk, berraklık, karat ağırlığı ve sertifika konularında genel bilgi almalarını öğütledi.
Elmasın doğal bir madene verilen isim, pırlantanın ise elmasın kesilerek özel şekil verilmiş hali olduğunu belirten Aydoğan, 0,01 karat ağırlığında minicik bir pırlantanın dahi üzerinde 57 adet Faset (kesim) bulunduğunu anlattı. Pırlantanın sahip olması gereken özelliklere de değinen Aydoğan, ideal kesilmiş bir pırlantada gökkuşağının bütün renklerini görmenin mümkün olduğunu kaydetti.
Aydoğan, bu tür bir pırlantada ışığın, üst tabladan girerek, külah ucuna çarptıktan sonra tekrar üst tavladan çıkarken pırlantanın ateşi ve ışıltısını yansıtması gerektiğini söyledi.
Yine çıplak gözle bakıldığında taşın üzerinde herhangi bir leke görülmüyorsa bu taşın fena bir taş olmadığını kaydeden Aydoğan, 10x10'luk bir lüp (büyüteç) eşliğinde bakıldığında hiçbir iz görülmüyorsa bu taşın mükemmel olduğunu ifade etti.
Aydoğan, pırlantada rengin D'den Z'ye kadar harflerle sınıflandırıldığını anlattı.
Aydoğanlar, D, E, F ve G grubundaki pırlantaların en nadir bulunan pırlantalar olduğunu, en çok rastlanan pırlantaların ise H ile L renkleri arasında yer aldığını ve bunların da beyaz, çok hafif beyaz ve renkli beyaz olmak üzere ayrıldıklarını kaydetti.
Pırlantada berraklığın da önem arz ettiğini söyleyen Aydoğan, bir pırlantada doğal izler ne denli az olursa söz konusu taşın değerinin de o kadar arttığına işaret etti. Aydoğan, doğal iz taşımayan pırlanta bulmanın çok zor olduğunu, izi az olan pırlantanın kusursuza yakın sayıldığını bildirdi.
-PIRLANTANIN DİLİ-
Nasıl ki çiçeklerin, renklerin bir dili varsa, pırlantanın da bir dili olduğunu kaydeden Aydoğan, yüzyıllar boyunca tek taşın evlilik ve aşkı sembolize ettiğini ve insanlar tarafından bir standarda oturtulduğunu söyledi.
Ölümsüz bir taş özelliği taşımasından dolayı pırlantanın aşkı ölümsüzleştirmek için kullanıldığını ve evlilik sembolü olarak tek taşın seçildiğini belirten Aydoğan, günümüzde bunun alyans olarak kullanıldığını anlattı. Kadınlara neden tek taş hediye edildiği konusunda da bilgi veren Aydoğan, nasıl ki doğadan çıkan her taş tek ise, dünyadaki her kadının da tek olduğundan hareketle, bu durumu sempolize etmek için tek taşın seçildiğini kaydetti.
Tek taşın ''sen dünyada teksin'' anlamına geldiğini belirten Aydoğan, ölümsüz aşkı sembolize eden ve üç taştan oluşan Tria'nın ise ''dün, bugün, yarın seninleyim'' demenin ifadesi olduğunu kaydetti.
Tek taşın evlilik teklif ederken ve evlenirken kullanıldığını, alyansın evlilik anlamına geldiğini 5 ve 7 taşın yanı sıra, sıralı taşlardan oluştuğunu anlatan Aydoğan, bunlar dışındaki taşların fantaziye girdiğini bildirdi.
Nil Karaibrahim'in bir şarkısında, özgür kadını tarif ederken ''tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım, girmesinler havaya'' dediği gibi, pırlanta veya elmas takmak isteyen yalnız bayanların fantazi tabir edilen pırlantalara yönelebileceklerini söyleyen Aydoğan, pırlanta fiyatları konusunda da bilgiler verdi.
Aydoğan, 0,50 karatlık bir tek taşın ortalama fiyatının 1300 dolar, 1 karat trianın fiyatının da 2 bin 500 dolar civarında değiştiğini kaydetti.
Nadir bulunan kırmızı elmas yüzüğe rekor fiyat
İsviçre’de açık artırmaya çıkarılan, nadir bulunan kırmızı elmas taşlı yüzük 2,97 milyon İsviçre frankına (2,6 milyon dolar) satılarak, dünya rekoruna imza attı.
Christie’s müzayede evinden yapılan açıklamada, İngiliz mücevher kuruluşu Laurence Graff’ın satın aldığı yüzüğün üstünde bulunan 2,26 karatlık taşın, açık artırmada bugüne dek satılan en büyük kırmızı elmas olduğu belirtildi.
Müzayede evi, önceki rekorun 2001’de 1,6 milyon dolara satılan 1,92 karatlık başka bir kırmızı elmasta olduğunu kaydetti.
Kırmızı elmasların, değerli taşlar arasında en nadir bulunan türlerden biri olduğu belirtiliyor.
Christie’s müzayede evinden yapılan açıklamada, İngiliz mücevher kuruluşu Laurence Graff’ın satın aldığı yüzüğün üstünde bulunan 2,26 karatlık taşın, açık artırmada bugüne dek satılan en büyük kırmızı elmas olduğu belirtildi.
Müzayede evi, önceki rekorun 2001’de 1,6 milyon dolara satılan 1,92 karatlık başka bir kırmızı elmasta olduğunu kaydetti.
Kırmızı elmasların, değerli taşlar arasında en nadir bulunan türlerden biri olduğu belirtiliyor.
13 Aralık 2007 Perşembe
Altına düşkünüz
Türk halkının, altın ve mücevhere düşkünlüğü sürerken, Türkiye'de, kişi başına mücevher talebi 2,4 gramı buluyor. İstanbul Altın Borsası Başkanı Serdar Çıtak'ın Finans Topluluğu'nda yer alan araştırmasına göre, Türkiye'nin yıllık mücevher talebi 143 ton olarak belirleniyor. Bu rakam Hindistan'da 437.8 ton, ABD'de 322 ton, Suudi Arabistan'da 144.9 ton, Çin'de ise 209 ton.
Türkiye, bu ülkeler arasında kişi başına mücevher tüketimi açısından ise ikinci sırada yer alıyor. Suudi Arabistan kişi başına 9,1 gramlık mücevher kullanımı ile grubun başında bulunurken, bu ülkeyi kişi başına 2,4 gramlık mücevher tüketimi ile Türkiye izliyor. ABD'nin kişi başına mücevher tüketimi 1,3 gram, Hindistan'ın 0,5 gram, Çin'in ise 0,2 gram düzeyinde seyrediyor.
Atatürk Havalimanı'nda mücevher defilesi yapıldı
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde bulunan Empire Mağazası, havalimanında saat ve mücevher defilesi düzenledi.
Fiyatları 2 ila 150 milyar lira arasında değişen saat ve mücevherler Uğurkan Erez'in kareografisini yaptığı defileyle tanıtıldı. Defilede sergilenen ürünler, dünyanın en pahalı saat, mücevher ve aksesuarları arasında gösteriliyor. Dış Hatlar Terminali'ndeki mağazada İsviçre yapımı Roger Dubuis ile Jorg Hysek, İtalyanların ünlü mücevher markası Pasquale Bruni'nin yanı sıra, spor ve klasik el yapımı saatleriyle dünyanın en tanınan markası olan Chopard'ın ürünleri de bulunuyor.
12 Aralık 2007 Çarşamba
Ariş'ten 'Sevginin Mührü'
Mücevher sektörünün yüzyıllık markası Ariş, Sevginin Mührü koleksiyonunu göz kamaştıran yeni tasarımlarla zenginleştirerek ayrıcalıklı seçenekler sunmaya devam ediyor
Dünyanın en özel duygusu sevgi, Ariş’in Sevginin Mührü adını taşıyan koleksiyonunda parmak izi aracılığıyla yansıtılıyor. Ariş duygusal bağı ve sevgiyi ifade eden bu koleksiyonuyla sevdiklerinizin parmak izini kolyelerde, yüzüklerde ve kol düğmelerinde sonsuza dek yaşatıyor.
Sevginin Mührü koleksiyonunu yeni tasarımlarla sürekli geliştiren mücevher sektörünün yüzyıllık markası, parmak izinizi pırlanta ile bezeli göz kamaştıran mücevherlere dönüşüyor. Parmak iziniz sevdiklerinizin üzerinde taşıyıp sizi her an yanında hissedeceği anlamlı bir mücevherde hayat buluyor.
Koleksiyonlarını özel konseptlerle oluşturan Ariş, ürünlerini tüketicinin değer ve anlam katabileceği, duygularının dili haline getirebileceği şekilde geliştiriyor. Bu çerçevede oluşturulan Sevginin Mührü koleksiyonunda parmak izini sonsuz sevgiyi simgeleyen şık bir mücevhere işliyor.
Goldaş'tan Yılbaşı Hediye Seçenekleri
Goldaş'ın yılbaşı için özel hazırladığı hediye seçenekleri vitrinlerde yerini aldı.
Takı ve aksesuarın öncü markası Goldaş’ın yılbaşı için hazırladığı hediye seçenekleri vitrinlerde yerini aldı. Aksesuarda da iddialı olan Goldaş’ın gümüş, kaşmir, deri, ipek gibi materyallerden oluşan koleksiyonları arasından zevkli seçimler yapabilirsiniz.
Goldaş mağazalarında ilk kez yerini alan kaşmir koleksiyonu renk ve desen zenginliği ile göz dolduruyor. Kalitesi ve doğallığı ile öne çıkan kaşmir kaşkollar kadın ve erkekler için soğuk kış günlerinde vazgeçilmez aksesuarlar haline gelecek. Yüzyıllardır asaletin simgesi olan kaşmirin ipeksi dokunuşu Goldaş ayrıcalığı ile sizlere ulaşıyor.
Sevdiklerine özel ve farklı bir yılbaşı armağanı vermek isteyenler, hobilere göre tasarlanan gümüş anahtarlıklar, gümüş üzerine altın kaplama veya gümüşün pırlanta ile süslendiği kalemler, ofis aksesuarları, gümüş puro kabı ve makası ile taşlarla renklenen birbirinden güzel gümüş kol düğmelerine mutlaka göz atmalı. El işçiliğinin özenini yansıtan gümüş kalemler de görülmeye değer. Modern tasarımları ile dikkati çeken kol düğmeleri yılbaşı gecesinde beylerin şıklığına şıklık katacak. 2008 Sonbahar-Kış sezonunun renk ve desenlerini taşıyan ipek kravatlar arasından da her zevke ve yaşa göre güzel seçimler yapmak mümkün. Deri cüzdanlar da kaliteleri ve model seçenekleri ile erkeklerin çok beğeneceği tarzda.
Goldaş’ın yılbaşına özel aksesuar koleksiyonları İstanbul Capitol Alışveriş Merkezi, Bağdat Caddesi, Ataköy Galleria, Taksim, Profilo Alışveriş Merkezi, Cevahir Alışveriş ve Eğlence Merkezi, Bahçeşehir Prestige Mall, İstanbul Crowne Plaza; Ankara Migros Alışveriş Merkezi, Ankara Tunalı Hilmi Caddesi, Ankara Kızılay ve Panora AVM; İzmir Kipa Balçova; Muğla Bodrum, Adana, Mersin Marina Vista, Rusya ve Çin mağazalarında görülebilir.
Yaklaşan Yılbaşı ve Sevgililer Günü Hediyeliklere İlgiyi Artırdı
Zen Diamond’dan Yılbaşı ve 14 Şubat ‘ta sevgiliye ölümsüz aşkı, bağlılığı ifade edecek çok özel bir koleksiyon: Love in Love.
İki farklı bedenin aşkla birbirine bağlılığını ifade eden Love in Love Koleksiyonunda pırlantalarla işlenmiş iki kalp tek bir mücevherde buluşuyor. Sevgiliye adanmış kalbin ölümsüz aşkın simgesi pırlantalarla süslendiği koleksiyonda hediyeniz sevginiz kadar değerli kılınıyor. Love in Love Koleksiyonundaki çok özel tasarımlar aşkınızı sonsuza dek yaşatacak.
İtalyan mücevher markaları Salvini ve Bliss’den hem kadın hem erkekler için eşsiz hediye seçenekleri Dünyada “Çağdaş kadın için İtalyan mücevheri” sloganıyla yer alan Salvini markası farklı tasarımları ile eşsiz hediye seçenekleri sunuyor. Sharon Stone ‘un tercih ettiği Salvini markasının sofistike, şık, elegan ve modern mücevher koleksiyonları sevgililer için özel tasarımlar sunuyor.
Ünlü futbolcu Alex Del Piero ve eşinin tercihi olan Bliss markasının koleksiyonlarında isteyenler için klasik, isteyenler için daha avangard modeller ve farklı materyallerin kullanıldığı mücevherler yer alıyor.
Yıl başı için 1 milyon dolarlık altın ve pırlantalı köpek tasması
İngiliz basını, yılbaşında 'özel' armağan vermek isteyenler için en pahalı hediyelerin listesini yaptı. Listedeki en ucuz hediye, köpek tasması ve değeri 1 milyon dolar. Ya en pahalı ne kadar?
İngiliz basını, yılbaşında 'özel' armağan vermek isteyenler için en pahalı hediyelerin listesini yaptı..
TELEFON: 1.3 MİLYON $ Moskova'da üretilen 1.3 milyon dolarlık cep telefonunu 50 pırlanta süslüyor.
* TAVLA: 20 BİN $ William & Son şirketinin ürettiği hediyelik eşyalar arasında, tavla oyunu da bulunuyor. Ancak firmanın ürettiği, siyah timsah derisinden yapılan tavlalar 20 bin dolara satılıyor.
* ŞAMPANYA: 150 BİN $ Ünlü modacı Karl Lagerfeld'in tasarladığı, tatlı su levreği derisinden yapılan özel kutularda satılan Dom Perignon'un bir şişesi için, 150 bin dolar ödemek gerekiyor.
* OYUNCAK AYI: 90 BİN $ Çocuklar oyuncak ayıları çok seviyor. Ancak Steiff firması, ürettiği bir oyuncak ayı için 90 bin dolar istiyor. Çünkü ayının ağzı altın, kürkü altın iplikten örme, gözleri safir, göz bebekleri ise 20 pırlantadan yapılmış.
* TASMA: 1 MİLYON $ Köpeklerini sevindirmek isteyenler için biraz fazla lükse kaçsa da, ilginç bir hediye. Stephen Webster tasarımı... İki karatlık pırlantayla süslü ve altın işlemeli.
İngiliz zenginler yılbaşında bu hediyeleri birbirlerine verirler mi bilinmez ama, bir sivil toplum örgütünün Ağustos ayında yapmış olduğu araştırmaya göre, Britanyalılar her yıl "istenmeyen" yılbaşı hediyelerine 2,3 milyar sterlin harcıyor.
BM tarafından desteklenen sivil toplum örgütü "World Vision"nın yaptırdığı araştırmaya katılan, 1400 yetişkinin dörtte üçünden fazlası, her yıl istenmeyen yılbaşı hediyeleri için 50 sterline kadar gereksiz para harcadıklarını ifade ediyorlar
İşin ilginça yanı ise, hediyelerin yüzde 39'u tozlu raflarda unutulurken, yüzde 28'i bir süre sonra internette satılıyormuş.
11 Aralık 2007 Salı
55 bin dolarlık yüzüğünü hayranlarına fırlattı
Ünlü rock şarkıcısı Ozzy Osbourne'un en az kendisi kadar meşhur eşi Sharon Osbourne, hayranlarına 55 bin dolar değerindeki pırlanta yüzüğünü fırlattı.
Dünya AIDS Günü yararına Londra'da düzenlenen bir yardım gecesine katılan Osbourne kızı Kelly'le birlikte sahneye çıkarak konuşma yaptı. Birden parmağındaki yüzüğü çıkartan Osbourne kızının şaşkın bakışları arasında 55 bin dolarlık mücevherini fırlattı. Osbourne daha önce de bir kanser vakfına 600 bin dolar bağışlamıştı.
Tek taşla 50 bin kuş vurdu
Atasay CEO’su Cihan Kamer, taksitle tek taş kampanyalarıyla, düşük gelirlileri de tek taş sahibi yaptıklarını söyledi. Kamer, kampanyada yıl sonu hedeflerinin 50 bin satış olduğunu ve şimdiden yıl sonu hedeflerini tutturduklarını bildirdi.
Atasay Kuyumculuk CEO’su Cihan Kamer, Atasay’ın 6 ay önce başlattığı 36 ay taksitle tek taş pırlanta kampanyasının çok ilgi çektiğini söyledi. Düzenlediği toplantıda basınla buluşan Cihan Kamer, kampanyanın sektörü hareketlendirdiğini, düşük gelir grubundakilerin de tek taşa sahip olmasını sağladığını dile getirdi. Kampanyanın sadece Türkiye’de değil, İran, Azerbaycan’da izlendiğini belirten Kamer, “Çevre ülkelerden sektörlerini büyüttüğümüze dair teşekkür telefonları alıyoruz. Hem Türkiye’deki hem de çevre ülkelerdeki tek taş pazarını ciddi anlamda büyüttük. Sektörde ilklere imza atarak, sektörün önünü açıyoruz ve büyümesini sağlıyoruz” dedi. Kamer, tek taş kampanyasında yıl sonu hedeflerinin 50 bin satış olduğunu ve şimdiden yıl sonu hedeflerini tutturduklarını bildirdi.
ALTINA YATIRIM ARTTI
Sektöre ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kamer şunları söyledi: “Seçim sürecinde insanlar tasarruf amaçlı altına yatırım yaptılar. Altın seçim yıllarının yaşandığı süreçlerde ülkemizde daha güvenilir bir yatırım aracı olarak görülür. 2002’de 595 milyon dolar olan direk mücevherat ihracatı, 2006’da 1 milyar 172 milyon dolara çıktı. Atasay’ın da ihracatı yüzde 12-16 arasında arttı. Türkiye en çok ihracatı ABD’ye ardından da Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdi. 2008’de ise altın takı ihracatında yüzde 10 oranında artış bekliyoruz. Türkiye’deki pırlanta pazarı da 2006’da yüzde 15 büyüdü. 2007’deki büyümenin ise çok yüksek olmasını bekliyoruz.” Cihan Kamer, 2007 sonu itibarıyla altın fiyatlarına ilişkin öngörüsünün sorulması üzerine, “Yarın altın fiyatlarının ne olacağını bilsem, bütün servetimi o yönde değerlendiririm” diye yanıtlayarak şöyle devam etti: “Altın fiyatları, inanılmaz değişken. Ama altın fiyatında yukarıya ya da aşağıya çok farklı bir hareketlilik beklenmiyor. Ons fiyatında 650-700 dolar aralığında olmasını bekliyoruz.”
22 MAĞAZA AÇACAĞIZ
Atasay’ın tasarladığı ve üretiği takıların dünya üzerindeki 8 ofis kanalıyla 62 ülkede 5 milyon kadına ulaştığını ifade eden Kamer, 2007 yılı sonu itibarıyla 22 mağaza daha açarak, Türkiye’deki toplam mağaza sayısını 124’e, 2010 yılında da, New York, Tokyo, Milano, Moskova ve Şangay gibi şehirlerde mağazalar açarak, mağaza sayısının 50’ye ulaşmasını planladıklarını aktardı. Ayrıca Kamer, 2 ay sonra fabrikalarına da, fabrika satış mağazası açacaklarını ifade etti. Kamer, Hindistan’da satış üzerine yatırım yapmayı planladıklarını, burada hem üretici hem de 6 markası olan bir firma ile ortaklık görüşmelerinin devam ettiğini bildirdi.
GÜLEN YÜZLÜ ÜRÜNLERDE YÜZDE 25 İNDİRİM
Atasay Kuyumculuk, 70’inci kuruluş yılı onuruna düzenlediği “Altıncı Günde Altın Fırsatlar” kampanyası kapsamında, ekim ayından itibaren her ayın 6’ncı günü özel fırsat günleri düzenleyerek, seçilen altın ve pırlanta ürünlerinde yüzde 25 oranında indirim fırsatı sunacak. Atasay Mağazacılık Genel Müdürü Haldun Ulutürk, kampanya kapsamında “gülen yüz” yer alan ürünlerde indirimin uygulanacağını ayrıca bu ürünlere 6 taksit imkânı sunulacağını söyledi. Ulutürk, ayrıca yarın başlayıp 2 Eylül’e kadar devam edecek kampanyaları kapsamında da tüm ürünlerin yüzde 25 indirim ve 6 taksit ile sunulacağını kaydetti. Cihan Kamer ise, böyle bir indirimin sektörde devrim niteliği taşıdığını belirterek, “Bu maliyetten daha aşağı fiyata ürünü satıyorsunuz demektir” dedi.
Sahte altın nasıl ayırt edilir?
Eğer en iyi yatırım amacı altındır diyorsanız ya da hem yatırım olsun hem takı yapar havamı atarım düşüncesindeyseniz altının sahtesini gerçeğinden ayıracak kadar da uyanık olmanız gerekir. İşte size farkı fark ettirecek bir kaç ip ucu:
Aldığınız altın markalı ise mutlaka patenti vardır. Eğer markalı bir ürün almıyorsanız güvendiğiniz bir kuyumcudan almayı tercih edin.
Sahte olup olmadığı konusunda şüpheleriniz varsa altını sert bir cisimle çizin. İçinden çıkan renk sarıysa altınınız gerçek, kahverengiyse altınınız sahtedir.
Gerçek altının rengi daha koyudur.
22 ayarın sesi tok, sahte altının sesi tiz gelir.
Altının ayarı nasıl anlaşılır?
Altını siyah mihenk taşına sürdüğünüzde, kalemle çizilmiş gibi izler oluşur. Bu çizgilerin üzerine özel hazırlanmış asitler sürülür. Altının çizgisinin silinmediği asit hangi ayara tekabuül ediyor ise altın o ayarın üstündedir. Yani her ayar için farklı kuvvette asit vardır.
Altınınızı nasıl saklamalısınız?
Altının tozla ve nemle temas etmemesi önemli. Hava nem ve toz biraraya geldiğinde altın oksitlenir ve takıların üzerindeki kir oluşmasına neden olur. 24 ayar altında bu olmaz.
Mücevher kutuları ve çantaları altın müceverleri muhafaza etmek / taşımak idealdir. Havadaki tozu içine almayacak şekilde herhangi bir örtünün içinde de saklayabilirsiniz ama kullandığınız örtünün tüysüz olmasına dikkat edin.
Altın sizin için bir yatırım aracı ise kasalar en güvenli yerdir.
Çinli kadınlar pırlanta aşkıyla yanıyor
Çin gençliği arasında pırlanta merakı artıyor. Dünyanın en büyük beşinci elmas pazarı olan Çin'in zengin kesiminde, pırlantaya yılda kişi başı yaklaşık 2 milyon dolarlık harcama yapılıyor.
Çinli kadınların artan pırlanta merakı, uluslarası mücevherat şirketlerini de bu ülkeye yönlendiriyor.
Hong Kong Moda Fuarı'nda, "Ponhalo" adlı 15 milyon dolarlık pırlanta kolye Çinli müşterilerin beğenisine sunulmuş durumda.
Fuarda, üzerinde bin 615 pırlanta taşıyan bu setin yanı sıra 87 pırlantayla oluşturulmuş bir taç da sergileniyor.
Firma yetkilileri, Çin pazarında bu fiyattaki ürünlerin yer bulabildiğini belirtirken, en çok talebin pırlanta yüzüklere olduğunu söylüyor:
"Çinli müşterilerimiz birbirlerine 'evlenirken bir pırlanta yüzük alıp almadıkları'nı soruyor. Sonra devam ediyorlar; 'peki senin pırlantan ne kadar büyük?'"
Hindistan'ın ardından ikinci en hızlı büyüyen pırlanta pazarı olan Çin'in yeni gelişen zengin kesiminde pırlantaya olan talebin giderek artacağı tahmin ediliyor.
TEKNOLOJİ LÜKSLE BİRLEŞTİ, PIRLANTA USB ÇIKTI
Kristal denilince akla gelen dünyaca ünlü marka Swarosvski, teknoloji devi Philips’le işbirliği yapıp müşterileri için kristallerle süsü USB ve kulaklıklar üretmiş. Philips Swarovski kulaklık ve bellekler pek şık ve gösterişli.
Altın çeşmeler, gümüş çatak kaşıklar, pırlanta işlemeli kıyafetler… Zenginliğin, lüksün bir de kokoşluğun simgesiydi bu saydıklarımız. Ta ki, teknoloji çağına kadar. Devir değişti, dolayısıyla lüks ve şatafatın şekli de. Şimdi çok zengin olduğunuzu çöp kutunuzun som altından olması belirlemiyor.
USB’nizin pırlanta ya da kristallerle süslü olup olmadığı, müzikçalarınızın kulaklığında kaç kıratlık pırlanta olduğu ortaya koyuyor servetinizin boyutunu. Kristal denilince akla gelen dünyaca ünlü marka Swarosvski, teknoloji devi Philips’le işbirliği yapıp ‘müşterileri’ için kristallerle süslenmiş USB ve kulaklıklar üretmiş. Active Crystals (Aktif Kristaller) adlı seri paslanmaz çelik ve kristallerle süslenmiş. Amazone, Mirage, Icon ve Space adları verilen kulaklıklar en az küpeler kadar şık ve dikkat çekici. Heart Beat ve Heart Wear adlı kolye şeklindeki USB’ler ise göz kamaştırıyor. Süsüne meraklı bayanların çok beğeneceğini düşündüğümüz bu ürünler henüz Türkiye’de satışa sunulmamış. Fakat internetten 260 YTL’ye sipariş edebiliyorsunuz.
Türkiye'de elmas piyasası oluşturulacak
Türkiye'nin Kimberley Süreci Sertifika Sistemi üyeliğine kabul edilmesi ile İstanbul Altın Borsası (İAB), elmas ve pırlanta gibi kıymetli taşlar piyasasının oluşturulması çalışmalarına başladı.
Ham elmasın ithal ve ihracı işlemlerinde yetkili otorite olarak tayin edilen İAB, altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların borsada işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışma yürütüyor.
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, Kimberley Süreci Sertifika Sistemi'nin, "çatışmaların finansman kaynağı" olan elmasın kontrol altına alınabilmesi amacıyla büyük ülkelerin önderlik ettiği bir sistem olduğunu ifade ederek, bu yılın ağustos ayı itibariyle Türkiye'nin de sisteme dahil edildiğini hatırlattı.
Gündemlerine Dünya Elmas Borsaları Federasyonu üyeliğini aldıklarını belirten Saraç, "Altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların da İAB'de işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışmanın içerisindeyiz" dedi.
Elmasla ilgili piyasanın açılması halinde gemolog istihdam etmeleri gerektiğini belirten Saraç, Türkiye'de bu alanda iyi-kötü yetişmiş eleman olduğunu ve birkaç üniversitede eğitim verildiğini anlattı.
Saraç, "Türkiye'de altının kültürü çok eski. Elmasta böyle bir şey yok. Türkiye'de bu işi yapanların önemli bir bölümü ya vefat etti ya da yurtdışına gitti. Dolayısıyla bizim bu uzmanlığı tekrar tesis etmemiz lazım. Türkiye, bu alandaki uzmanlığını tesis edebilirse elmas ticareti ve işlemeciliğinde ilk sıralarda yer alan Belçika ve İsrail'i mutlak suretle geçecektir" diye konuştu.
Ham elmasın ithal ve ihracı işlemlerinde yetkili otorite olarak tayin edilen İAB, altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların borsada işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışma yürütüyor.
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, Kimberley Süreci Sertifika Sistemi'nin, "çatışmaların finansman kaynağı" olan elmasın kontrol altına alınabilmesi amacıyla büyük ülkelerin önderlik ettiği bir sistem olduğunu ifade ederek, bu yılın ağustos ayı itibariyle Türkiye'nin de sisteme dahil edildiğini hatırlattı.
Gündemlerine Dünya Elmas Borsaları Federasyonu üyeliğini aldıklarını belirten Saraç, "Altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların da İAB'de işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışmanın içerisindeyiz" dedi.
Elmasla ilgili piyasanın açılması halinde gemolog istihdam etmeleri gerektiğini belirten Saraç, Türkiye'de bu alanda iyi-kötü yetişmiş eleman olduğunu ve birkaç üniversitede eğitim verildiğini anlattı.
Saraç, "Türkiye'de altının kültürü çok eski. Elmasta böyle bir şey yok. Türkiye'de bu işi yapanların önemli bir bölümü ya vefat etti ya da yurtdışına gitti. Dolayısıyla bizim bu uzmanlığı tekrar tesis etmemiz lazım. Türkiye, bu alandaki uzmanlığını tesis edebilirse elmas ticareti ve işlemeciliğinde ilk sıralarda yer alan Belçika ve İsrail'i mutlak suretle geçecektir" diye konuştu.
Aynı Fuarda Pırlanta ve Ferrari
Lüks Markalar Fuarı, İstanbul Hilton Oteli'nde 8-9 Aralık tarihleri arasında düzenleniyor. Çeşitli sektörlerde dünyanın önde gelen markalarının buluşacağı fuarı yaklaşık 10 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Bankacılık, otomotiv, emlak, turizm ve sağlık sektöründen kozmetik, mücevherat, saat, tekstil, halı, mobilya, antika, puro ve içeceğe kadar çok geniş yelpazede ürünün sergileneceği fuarda ilginç etkinliklere de yer verilecek. Fuarın en dikkat çeken özelliklerinden biri de müşterilere özel limuzin gönderilmesi. Firmaların önemli müşterileri için limuzin servisi tahsis edilecek ve ziyaretçiler evlerinden limuzin ile alınarak, yine limuzin ile evlerine bırakılacak. Fuarda davetliler için cumartesi günü klasik müzik dinletisi, pazar günü ise zengin bir kahvaltı ikramı yapılacak. Yurtdışından katılımcıların da beklendiği fuara özellikle Rusların büyük ilgi göstermesi bekleniyor. Fuarda yer alacak bazı ünlü markalar şunlar: Ferrari-Maserati, Harley Davidson, Damra Pırlanta, LPI-Glashütte orijinal saatleri, Baume and Mercier saatleri, Pierre Cardin Halı, Londra'dan Saraphine ve Crave markaları, Panasonic ve Stefan Hafner.
Bankacılık, otomotiv, emlak, turizm ve sağlık sektöründen kozmetik, mücevherat, saat, tekstil, halı, mobilya, antika, puro ve içeceğe kadar çok geniş yelpazede ürünün sergileneceği fuarda ilginç etkinliklere de yer verilecek. Fuarın en dikkat çeken özelliklerinden biri de müşterilere özel limuzin gönderilmesi. Firmaların önemli müşterileri için limuzin servisi tahsis edilecek ve ziyaretçiler evlerinden limuzin ile alınarak, yine limuzin ile evlerine bırakılacak. Fuarda davetliler için cumartesi günü klasik müzik dinletisi, pazar günü ise zengin bir kahvaltı ikramı yapılacak. Yurtdışından katılımcıların da beklendiği fuara özellikle Rusların büyük ilgi göstermesi bekleniyor. Fuarda yer alacak bazı ünlü markalar şunlar: Ferrari-Maserati, Harley Davidson, Damra Pırlanta, LPI-Glashütte orijinal saatleri, Baume and Mercier saatleri, Pierre Cardin Halı, Londra'dan Saraphine ve Crave markaları, Panasonic ve Stefan Hafner.
Etiketler:
antika,
Bankacılık,
emlak,
halı,
mobilya,
Mücevherat,
otomotiv,
puro,
saat,
tekstil,
turizm ve sağlık sektöründen kozmetik
Güzelliğiyle büyüledi!
Eva herzigova, chopard markasının yeni yüzü olarak sofya'daki butiğin açılışına katıldı
Dünyaca ünlü mücevher ve saat markası Chopard'ın yeni yüzü olan Çek asıllı ünlü model Eva Herzigova, Chopard'ın yeni butiğinin açılışı için Bulgaristan'a gitti.
Sofya'da açılacak olan butik için Herzigova'ya şirketin üst düzey yetkilileri eşlik etti.Eva herzigova, chopard markasının yeni yüzü olarak sofya'daki butiğin açılışına katıldı
İtalyan mücevher markası Rebecca Türkiye'de
KC Group, İtalya'nın önde gelen mücevher markası Rebecca'yı Türkiye pazarına getirdi.
İstanbul'da açtığı 2 mağaza ile mücevher tutkunlarına ulaşan KC Group, mağaza sayısını 2008 yılında 8'e çıkarmayı hedefliyor.
Rebecca'yı Türkiye'ye getiren KC Group Yöneticisi Emrah Demir ve Rebecca Baş Tasarımcısı Alessandro Testi, bugün gerçekleştirilen basın toplantısıyla Rebecca markasını tanıttı.
Rebecca'nın İtalya'nın yanı sıra dünyaca ünlü bir marka olduğunu belirten Rebecca Türkiye Genel Müdürü Emrah Demir şunları şöyle devam etti:
"İtalya'nın genç, dinamik, karizmatik markası Rebecca'yı Türkiye'ye getirerek mücevher pazarına yeni bir soluk getiriyoruz. Trendleri takip eden bir firma olarak yenilikçi vizyonumuzu Rebecca markasına da aktaracağız. Rebecca ile Türk kadınına farklı mücevher alternatifleri, farklı tasarımlar sunacağız."
Rebecca markasını "büyüleyici, modern, çekici ve karizmatik" olarak tanımlayan Emrah Demir, stil sahibi modern kadınlara ulaşacaklarını ifade etti. Öte yandan Rebecca'nın Türkiye lansmanı dolayısıyla Türkiye'ye gelen Rebecca Baş Tasarımcısı Alessandro Testi ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Rebecca ilk önce İtalya'da daha sonra adım adım diğer ülkelerde yepyeni bir mücevher pazarı oluşturdu. Türkiye pazarının ve müşterilerimizin tasarımlarımı takdir edeceğini ve aynı heyecanla karşılayacağını umuyorum. Stilimizin sınırları yok" diye konuştu.
İtalya'da bin 200 noktada mücevher tutkunlarıyla buluşan Rebecca, İtalya'nın yanı sıra dünyanın 25 ülkesinde (İspanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Malta, Meksika, Norveç, Kuveyt, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Slovakya, İsveç, İsviçre, Türkiye, Arap Emirlikleri, İngiltere, Ukrayna, ABD ve Japonya) satışa sunuluyor.
Mücevher fuarında şok fiyat !
Tokyo’daki Uluslar arası mücevher fuarına 452 pırlantayla süslediği heykel damgasını vurdu.
Japon mücevher tasarımcısı Mitsuo Kaji Fransa’da bulunan tarihi ‘Mont-Saint Michel’ binasının minyatür heykelini toplam 40 karattan oluşan 452 pırlantayla süsledi. 2 kg platinden yapılan heykelin en üstüne ise ‘Star of Kimberly’ (Kimberly’nin yıldızı) adı verilen büyük taş pırlanta parça yerleştirildi.
Fuar ziyaretçilerinin gözlerini alamadığı heykelin fiyatının ortama 600 milyon yen (7.2 milyon YTL) olduğu açıklandı.
28 Kasım 2007 Çarşamba
Takı, Gümüş, Mücevher ve Saat Fuarı "Gold Ankara" Açıldı
Takı Firmalarının 2008 Yılı Koleksiyonlarını Sergiledikleri "2. Gold Ankara Takı, Gümüş, Mücevher ve Saat Fuarı" Açıldı.
Dünya altın modasının Anadolu'daki kuyumcuların beğenisine sunulduğu fuarda ilginç koleksiyonlar da dikkat çekti. Fuara kuyum, gümüş, değerli taş, malzeme ve saat konusunda faaliyet gösteren 120 firma katıldı. Fuarda sergilenen takılar 30 ton ağırlığında, 25 metrekare büyüklüğünde bir mobil kasada korunacak. Bu arada fuarda, şehit düşen askerlerin aileleri için yardım kampanyası düzenlendiği, katılımcı ve ziyaretçilerden toplanan yardımların Ankara Şehit Aileleri Derneği'ne bağışlanacağı bildirildi.
Tarihi eserlerden Osmanlı padişahlarına kadar birçok şeyden etkilenen koleksiyonların esin kaynağı, Türk bayrağı figürü ve yıldız motifi oldu. Fuarda yeni çiftler için de özel tasarımlar yer alıyor. Fuarda, bir firmanın sergilediği büyük takılar dikkati çekti. Ankara Kuyumcular Odası Başkan Yardımcısı Fatih Kılıç da, fuarda yer alan 2008 takı pırlantısının özelliklerini anlattı. Birbirinden değerli mücevherlerin yanı sıra değişik saatlerin de sergilendiği fuar, 25 Kasım tarihine kadar gezilebilecek.
Dünya altın modasının Anadolu'daki kuyumcuların beğenisine sunulduğu fuarda ilginç koleksiyonlar da dikkat çekti. Fuara kuyum, gümüş, değerli taş, malzeme ve saat konusunda faaliyet gösteren 120 firma katıldı. Fuarda sergilenen takılar 30 ton ağırlığında, 25 metrekare büyüklüğünde bir mobil kasada korunacak. Bu arada fuarda, şehit düşen askerlerin aileleri için yardım kampanyası düzenlendiği, katılımcı ve ziyaretçilerden toplanan yardımların Ankara Şehit Aileleri Derneği'ne bağışlanacağı bildirildi.
Tarihi eserlerden Osmanlı padişahlarına kadar birçok şeyden etkilenen koleksiyonların esin kaynağı, Türk bayrağı figürü ve yıldız motifi oldu. Fuarda yeni çiftler için de özel tasarımlar yer alıyor. Fuarda, bir firmanın sergilediği büyük takılar dikkati çekti. Ankara Kuyumcular Odası Başkan Yardımcısı Fatih Kılıç da, fuarda yer alan 2008 takı pırlantısının özelliklerini anlattı. Birbirinden değerli mücevherlerin yanı sıra değişik saatlerin de sergilendiği fuar, 25 Kasım tarihine kadar gezilebilecek.
Altın ve Elmas'tan Noel Baba
Japonya'nın Önde Gelen Mücevher Üreticilerinden Ginza Tanaka, Yine Sektöre Damgasını Vurdu.
Daha önce saf altından çanta, mayo, pasta gibi ürünler yaparak dikkatleri üzerine çeken Ginza Tanaka, bu kez de yine saf altın kullanarak Noel Baba heykeli yaptı.
Şirketin Tokyo'daki showroom'unda sergilenen 20 kilogram ağırlığındaki Noel Baba'nın değeri 1.8 milyon dolar olarak belirtildi. Ayurıca Noel Baba'nın bel kısmında da elmas süslemeler kullanıldı.
Bu yüzük 9.5 milyon YTL'ye satıldı
Hong Kong'da yapılan bir müzayadede 7,98 milyon dolara (yaklaşık 9,5 milyon YTL) satılan bir mavi elmaslı yüzük, karat başına dünyanın en pahalı değerli taşı oldu.
Sotheby's müzayede evinde yapılan açık arttırmada, son derece ender rastlanan 6,04 karatlık kusursuz mavi elmaslı yüzük, karat başına 1,32 milyon dolarla (yaklaşık 1,5 milyon YTL) ile 20 yıllık müzayede rekorunu kırdı.
Londra'dan ender değerli taş uzmanı bir kuyumcunun satın aldığı elmas yüzüğün konulduğu açık arttırmada, satılan mücevherlerin toplam değeri, 2,64 milyon dolara (yaklaşık 3,11 milyon YTL) satılan "Irving Berlin" zümrüdünün de aralarında bulunduğu diğer değerli taşlarla birlikte 40,84 milyon doları (yaklaşık 48,2 milyon YTL) buldu.
Karat başına en değerli mücevher rekoru daha önce, karatı 926 bin dolara (yaklaşık 1 milyon 92 bin dolara) satılan Hancock Kızılı adlı bir kırmızı elmasa ait bulunuyordu.
24 Kasım 2007 Cumartesi
Pırlantalı Telefonda İngiltere'yi de Solladık
El Yapımı Olan ve Yapımında Safir, Titanyum, Pırlanta Gibi Değerli Taşlar Kullanılan Cep Telefonu Markası Vertu, Türkiye'de Fazla İlgi Görünce İki Mağaza Açma Kararı Verdi.
Vertu, Türkiye’den 250 bin dolarlık iki tane cep telefonu siparişi de aldı. Vertu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Direktörü Ralf Kern, Türkiye’nin satışta ürünün üretildiği İngiltere’yi geride bıraktığını söyledi.
İNGİLİZ el yapımı cep telefonu üreticisi Vertu’nun Türkiye’deki satışları, üretildiği İngiltere’den daha fazla olunca şirket Türkiye’de iki mağaza açma kararı aldı. Mağazaların ilki 2008 Mart ayında İstanbul’da Akaretler’deki W Otel’de açılırken, ikincisinin Ankara’da açılması planlanıyor. El yapımı olması dışında titanyum, pırlanta, safir gibi değerli taşların kullanıldığı Vertu, Türkiye’deki satışlarını iki buçuk katına çıkardı. Türkiye’de, 2006’da 800 el yapımı Vertu telefon satılırken, bu rakam 2007’de 2 bine yaklaştı. Türkiye’de, Ascent, Signature ve Constellation modelleri bulunan cep telefonu üreticisi, Ascent Ti’yi de pazara sundu. Vertu cep telefonlarını fiyatları, 4 bin Euro’dan başlayarak 300 bin Euro’ya kadar çıkıyor.
İNGİLTERE’Yİ GERİDE BIRAKTI: Vertu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Direktörü Ralf Kern, Vertu’nun Türkiye’de beklediklerinden daha iyi gelişim gösterdiğini vurgulayarak, dağıtım olarak İstanbul, İzmir, Antalya ve Adana gibi büyükşehirlerde faaliyetleri bulunduğunu, ancak biri İstanbul, diğeri Ankara’da olmak üzere iki mağaza açma planlarının olduğunu açıkladı. Türkiye’nin bölgede en çok talep gördükleri ilk beş ülke arasında yer aldığını belirten Kern, Türkiye’de satışlarının Almanya, Fransa gibi ülkelerle benzer olduğunu, Türkiye’nin ürünün üretildiği İngiltere’yi geride bıraktığını kaydetti.
DÜĞÜN HEDİYESİ OLUYOR: Ralf Kern, Türklerin aile ve arkadaşlarına karşı çok cömert olduğunu aktararak, Vertu telefonların düğün gibi özel etkinliklerde hediye olarak da verildiğini anlattı. Türk müşterilerinin cep telefonlarının özelliklerini çok beğendiklerini ve talep ettiklerini ifade eden Kern, lüks cep telefonlarının on yıl içinde dünyada 2-3 milyon satacağını belirtti. Kern, "Dünyada 500 noktada satışımız bulunuyor. 30 mağazaya, 30 tane daha ekleyeceğiz" dedi.
250 BİN DOLARLIK CEPTEN İKİ SİPARİŞ: Vertu’nun Türkiye’deki dağıtıcı Capezo’nun Kurucusu Sena Cerrahoğlu ise, 250 bin Euro’luk telefonlardan iki sipariş aldıklarını belirten Cerrahoğlu, Vertu telefonları Türkiye’de kullanan ünlüler arasında Tarkan, Bülent Ersoy, Ömer Karacan, Ali Kibar, dünyada ise David Beckham, Tom Ford, Donald Trump, Madonna gibi sanat ve iş dünyasından insanların yer aldığını aktardı. Cerrahoğlu, Türkiye’de yeni pazara sunulan Ascent Ti’de görüntülü haberleşmeyi sağlayan 3G, megapiksel kamera ve otofokus özelliğinin de bulunduğunu anlattı.
Yapımı aylar sürüyor kullanım süresi on yıl
TİTANYUM gövdeye sahip Vertu cep telefonlarında, safir ve diğer değerli taşlar da kullanılıyor. Vertu telefonların üretimi aylar alıyor. Vertu’lar standart telefona göre, ağır ve sağlam. Vertu telefonların kullanım süresi 10 yılı buluyor. Telefonlar, çarpmaya, düşmeye de dayanıklı. El yapımı cep telefonu üreticisi Vertu’nun Ürün Pazarlama Müdürü Kevin Duffy ise, Vertu’nun tasarımlarında ilhamı, motor yarışları, spor arabalardan aldığını, Ferrari ve Lamborghini tasarımında limitli versiyonlar ürettiklerini aktardı. Duffy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cep telefonlarının üretiminde safir ve seramik de kullanılıyor. En kaliteli deriler kullanılıyor."
Yeni modeli Ascent Ti’de otomobillerden esinlendi
EL yapımı cep telefonu üreticisi Vertu, yeni modeli Ascent Ti’yi Türkiye’de pazara sundu. Ağırlığı 160 gram olan Ascent Ti’nin fiyatı 5 bin 400 Euro olarak belirlendi. Vertu Ascent Ti’in tasarımında ve teknik özelliklerinin belirlenmesinde spor arabalardan esinlenildi. Hatları güçlü bir otomobilin net ve keskin kıvrımlarına sahip. Ascent Ti’de, tabaklanmış deriden çizilmeye dayanıklı safir, kristal yüzey ve yüksek oranda cilalı seramiğe kadar her bir bileşen kullanılıyor. James Bond film müziklerinin bestecisi David Arold da, Vertu Ascent Ti’ye özel ses tonları geliştirdi.
Vertu, Türkiye’den 250 bin dolarlık iki tane cep telefonu siparişi de aldı. Vertu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Direktörü Ralf Kern, Türkiye’nin satışta ürünün üretildiği İngiltere’yi geride bıraktığını söyledi.
İNGİLİZ el yapımı cep telefonu üreticisi Vertu’nun Türkiye’deki satışları, üretildiği İngiltere’den daha fazla olunca şirket Türkiye’de iki mağaza açma kararı aldı. Mağazaların ilki 2008 Mart ayında İstanbul’da Akaretler’deki W Otel’de açılırken, ikincisinin Ankara’da açılması planlanıyor. El yapımı olması dışında titanyum, pırlanta, safir gibi değerli taşların kullanıldığı Vertu, Türkiye’deki satışlarını iki buçuk katına çıkardı. Türkiye’de, 2006’da 800 el yapımı Vertu telefon satılırken, bu rakam 2007’de 2 bine yaklaştı. Türkiye’de, Ascent, Signature ve Constellation modelleri bulunan cep telefonu üreticisi, Ascent Ti’yi de pazara sundu. Vertu cep telefonlarını fiyatları, 4 bin Euro’dan başlayarak 300 bin Euro’ya kadar çıkıyor.
İNGİLTERE’Yİ GERİDE BIRAKTI: Vertu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Direktörü Ralf Kern, Vertu’nun Türkiye’de beklediklerinden daha iyi gelişim gösterdiğini vurgulayarak, dağıtım olarak İstanbul, İzmir, Antalya ve Adana gibi büyükşehirlerde faaliyetleri bulunduğunu, ancak biri İstanbul, diğeri Ankara’da olmak üzere iki mağaza açma planlarının olduğunu açıkladı. Türkiye’nin bölgede en çok talep gördükleri ilk beş ülke arasında yer aldığını belirten Kern, Türkiye’de satışlarının Almanya, Fransa gibi ülkelerle benzer olduğunu, Türkiye’nin ürünün üretildiği İngiltere’yi geride bıraktığını kaydetti.
DÜĞÜN HEDİYESİ OLUYOR: Ralf Kern, Türklerin aile ve arkadaşlarına karşı çok cömert olduğunu aktararak, Vertu telefonların düğün gibi özel etkinliklerde hediye olarak da verildiğini anlattı. Türk müşterilerinin cep telefonlarının özelliklerini çok beğendiklerini ve talep ettiklerini ifade eden Kern, lüks cep telefonlarının on yıl içinde dünyada 2-3 milyon satacağını belirtti. Kern, "Dünyada 500 noktada satışımız bulunuyor. 30 mağazaya, 30 tane daha ekleyeceğiz" dedi.
250 BİN DOLARLIK CEPTEN İKİ SİPARİŞ: Vertu’nun Türkiye’deki dağıtıcı Capezo’nun Kurucusu Sena Cerrahoğlu ise, 250 bin Euro’luk telefonlardan iki sipariş aldıklarını belirten Cerrahoğlu, Vertu telefonları Türkiye’de kullanan ünlüler arasında Tarkan, Bülent Ersoy, Ömer Karacan, Ali Kibar, dünyada ise David Beckham, Tom Ford, Donald Trump, Madonna gibi sanat ve iş dünyasından insanların yer aldığını aktardı. Cerrahoğlu, Türkiye’de yeni pazara sunulan Ascent Ti’de görüntülü haberleşmeyi sağlayan 3G, megapiksel kamera ve otofokus özelliğinin de bulunduğunu anlattı.
Yapımı aylar sürüyor kullanım süresi on yıl
TİTANYUM gövdeye sahip Vertu cep telefonlarında, safir ve diğer değerli taşlar da kullanılıyor. Vertu telefonların üretimi aylar alıyor. Vertu’lar standart telefona göre, ağır ve sağlam. Vertu telefonların kullanım süresi 10 yılı buluyor. Telefonlar, çarpmaya, düşmeye de dayanıklı. El yapımı cep telefonu üreticisi Vertu’nun Ürün Pazarlama Müdürü Kevin Duffy ise, Vertu’nun tasarımlarında ilhamı, motor yarışları, spor arabalardan aldığını, Ferrari ve Lamborghini tasarımında limitli versiyonlar ürettiklerini aktardı. Duffy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cep telefonlarının üretiminde safir ve seramik de kullanılıyor. En kaliteli deriler kullanılıyor."
Yeni modeli Ascent Ti’de otomobillerden esinlendi
EL yapımı cep telefonu üreticisi Vertu, yeni modeli Ascent Ti’yi Türkiye’de pazara sundu. Ağırlığı 160 gram olan Ascent Ti’nin fiyatı 5 bin 400 Euro olarak belirlendi. Vertu Ascent Ti’in tasarımında ve teknik özelliklerinin belirlenmesinde spor arabalardan esinlenildi. Hatları güçlü bir otomobilin net ve keskin kıvrımlarına sahip. Ascent Ti’de, tabaklanmış deriden çizilmeye dayanıklı safir, kristal yüzey ve yüksek oranda cilalı seramiğe kadar her bir bileşen kullanılıyor. James Bond film müziklerinin bestecisi David Arold da, Vertu Ascent Ti’ye özel ses tonları geliştirdi.
22 Kasım 2007 Perşembe
En kısa zamanda elmas ve pırlanta piyasasını açacağız
İstanbul Altın Borsası Başkanvekili Osman Saraç, elmasın ithal ve ihraç işlemlerinde yetkili olduklarını belirterek 'Kıymetli taşların borsaya girmesi için çalışıyoruz' dedi.
Türkiye'nin, uluslararası ham elmas ticaretinin kontrol altında tutulabilmesi amacıyla Güney Afrika Cumhuriyeti'nin öncülüğünde başlatılan ve 46 ülkenin üye olduğu Kimberley Süreci Sertifika Sistemi üyeliğine kabul edilmesiyle İstanbul Altın Borsası (İAB), elmas ve pırlanta gibi kıymetli taşlar piyasasının oluşturulması çalışmalarına başladı.
Ham elmasın ithal ve ihracı işlemlerinde yetkili otorite olarak tayin edilen İAB, altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların borsada işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışma yürütüyor.
İAB Başkanvekili Osman Saraç, Kimberley Süreci Sertifika Sistemi'nin, “çatışmaların finansman kaynağı” olan elmasın kontrol altına alınabilmesi amacıyla büyük ülkelerin önderlik ettiği bir sistem olduğunu belirterek ağustos itibariyle Türkiye'nin de sisteme dahil edildiğini hatırlattı. Saraç, elmasın önemli bir bölümünün Afrika'da çıkarıldığını anımsatarak ham elmasın ithal ve ihracı işlemlerinde yetkili otorite tayin edilmeleri ile “çatışma bölgesinden” gelen elmasların sertifikası, menşei ve ayarı gibi kontrollerin İAB tarafından gerçekleştirileceğini kaydetti.
Yurtiçine giren külçe altının İAB'ye kaydının zorunlu olduğunu anımsatan Saraç, “Elmasın da sertifikasıyla birlikte İAB'de kontrolü zorunlu olacak. Sertifikayı uzaktan erişim sistemiyle merkezden kontrol edeceğiz. Böyle bir sertifika var mıdır, yok mudur? Merkezden sertifikanın teyidini alacağız. Sertifikası yoksa, ilk defa dolaşıma çıkmış bir elmas ise onun sertifikasını da düzenleme yetkisine sahibiz. Yüksek güvenlikli bir belgeden belli sayıda Merkez Bankası Banknot Matbaası'nda bastırdık” dedi.
Türkiye'de elmas kayıtdışı
İAB'ye verilen yetkinin, elmas ve pırlanta gibi kıymetli taşlarla ilgili bir piyasanın oluşmasını sağlayacağını kaydeden Saraç, önümüzdeki ay Kimberley Sekreteryası'nın organize ettiği bir toplantıda birkaç yeni üye ülke ile birlikte kendi piyasalarına ilişkin tanıtım yapacaklarını bildirdi. Elmas ticareti ve işlemeciliğinde ilk sırada yer alan Belçika'nın deneyimlerden istifade edeceklerini ve gündemlerine Dünya Elmas Borsaları Federasyonu üyeliğini aldıklarını belirten Saraç, “Altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların da İAB'de işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışmanın içerisindeyiz. Kısa sürede bu piyasayı açmayı düşünüyoruz” dedi.
Saraç, Türkiye'de elmasla ilgili ticaretin büyük ölçüde kayıtdışı olduğunu kaydederek kayıtdışılığın önlenebilmesi için yüzde 20 olan ÖTV'nin aşağılara çekilmesi gerektiğini, yıllık 5-6 milyar dolarlık hacme sahip altın piyasasında olduğu gibi, elmasta da kamu otoritesi gözetiminde serbest rekabet şartları altında alım-satım yapılabilecek bir ortama ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Elmas ve pırlanta alanının çok büyüdüğünü, Avrupa ile Rusya'da pırlantaya ilginin giderek arttığını ve altının çeşitli türlerine monte edilmiş pırlantaya yoğun bir talep olduğunu vurgulayan Saraç, “Bizde de iyi-kötü artan bir talep var. Tüketici eğilimleri değişiyor. İnsanlar geçmişte 22 ayar ürünlere daha fazla ilgi gösterirken şimdi biraz daha rafine, estetik ve dizaynı geliştirilmiş ürünlere değer veriyor. O anlamda pırlantanın, elmasın önü açık.”
Gemoloğa ihtiyaç var
Türkiye'de geçen yıl kıymetli madenler ihracatının 1 milyar doları aştığını belirten Saraç, “Pırlantayla beraber bunun büyük miktarda artacağını düşünüyoruz. Çünkü pırlantada altındaki katma değerden daha yüksek bir katma değer var” dedi.
Saraç, elmasla ilgili piyasanın açılması halinde gemolog (değerli taş uzmanı) istihdam etmeleri gerektiğini, Türkiye'de bu alanda iyi-kötü yetişmiş eleman olduğunu ve birkaç üniversitede eğitim verildiğini söyledi. “Türkiye, bu alandaki uzmanlığını tesis edebilirse elmas ticareti ve işlemeciliğinde ilk sıralardaki Belçika ve İsrail'i mutlak suretle geçecektir ya da en az onlar kadar bir katma değeri yurtdışına taşıyacaktır” diye konuştu. Saraç, kıymetli taşlarda verginin düşürülmesi konusunda hükümete öneride bulunacaklarını da sözlerine ekledi.
Türkiye'nin, uluslararası ham elmas ticaretinin kontrol altında tutulabilmesi amacıyla Güney Afrika Cumhuriyeti'nin öncülüğünde başlatılan ve 46 ülkenin üye olduğu Kimberley Süreci Sertifika Sistemi üyeliğine kabul edilmesiyle İstanbul Altın Borsası (İAB), elmas ve pırlanta gibi kıymetli taşlar piyasasının oluşturulması çalışmalarına başladı.
Ham elmasın ithal ve ihracı işlemlerinde yetkili otorite olarak tayin edilen İAB, altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların borsada işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışma yürütüyor.
İAB Başkanvekili Osman Saraç, Kimberley Süreci Sertifika Sistemi'nin, “çatışmaların finansman kaynağı” olan elmasın kontrol altına alınabilmesi amacıyla büyük ülkelerin önderlik ettiği bir sistem olduğunu belirterek ağustos itibariyle Türkiye'nin de sisteme dahil edildiğini hatırlattı. Saraç, elmasın önemli bir bölümünün Afrika'da çıkarıldığını anımsatarak ham elmasın ithal ve ihracı işlemlerinde yetkili otorite tayin edilmeleri ile “çatışma bölgesinden” gelen elmasların sertifikası, menşei ve ayarı gibi kontrollerin İAB tarafından gerçekleştirileceğini kaydetti.
Yurtiçine giren külçe altının İAB'ye kaydının zorunlu olduğunu anımsatan Saraç, “Elmasın da sertifikasıyla birlikte İAB'de kontrolü zorunlu olacak. Sertifikayı uzaktan erişim sistemiyle merkezden kontrol edeceğiz. Böyle bir sertifika var mıdır, yok mudur? Merkezden sertifikanın teyidini alacağız. Sertifikası yoksa, ilk defa dolaşıma çıkmış bir elmas ise onun sertifikasını da düzenleme yetkisine sahibiz. Yüksek güvenlikli bir belgeden belli sayıda Merkez Bankası Banknot Matbaası'nda bastırdık” dedi.
Türkiye'de elmas kayıtdışı
İAB'ye verilen yetkinin, elmas ve pırlanta gibi kıymetli taşlarla ilgili bir piyasanın oluşmasını sağlayacağını kaydeden Saraç, önümüzdeki ay Kimberley Sekreteryası'nın organize ettiği bir toplantıda birkaç yeni üye ülke ile birlikte kendi piyasalarına ilişkin tanıtım yapacaklarını bildirdi. Elmas ticareti ve işlemeciliğinde ilk sırada yer alan Belçika'nın deneyimlerden istifade edeceklerini ve gündemlerine Dünya Elmas Borsaları Federasyonu üyeliğini aldıklarını belirten Saraç, “Altında olduğu gibi elmas ve ilerleyen zamanlarda diğer kıymetli taşların da İAB'de işlem görmesi üzerine kurgulanmış bir çalışmanın içerisindeyiz. Kısa sürede bu piyasayı açmayı düşünüyoruz” dedi.
Saraç, Türkiye'de elmasla ilgili ticaretin büyük ölçüde kayıtdışı olduğunu kaydederek kayıtdışılığın önlenebilmesi için yüzde 20 olan ÖTV'nin aşağılara çekilmesi gerektiğini, yıllık 5-6 milyar dolarlık hacme sahip altın piyasasında olduğu gibi, elmasta da kamu otoritesi gözetiminde serbest rekabet şartları altında alım-satım yapılabilecek bir ortama ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Elmas ve pırlanta alanının çok büyüdüğünü, Avrupa ile Rusya'da pırlantaya ilginin giderek arttığını ve altının çeşitli türlerine monte edilmiş pırlantaya yoğun bir talep olduğunu vurgulayan Saraç, “Bizde de iyi-kötü artan bir talep var. Tüketici eğilimleri değişiyor. İnsanlar geçmişte 22 ayar ürünlere daha fazla ilgi gösterirken şimdi biraz daha rafine, estetik ve dizaynı geliştirilmiş ürünlere değer veriyor. O anlamda pırlantanın, elmasın önü açık.”
Gemoloğa ihtiyaç var
Türkiye'de geçen yıl kıymetli madenler ihracatının 1 milyar doları aştığını belirten Saraç, “Pırlantayla beraber bunun büyük miktarda artacağını düşünüyoruz. Çünkü pırlantada altındaki katma değerden daha yüksek bir katma değer var” dedi.
Saraç, elmasla ilgili piyasanın açılması halinde gemolog (değerli taş uzmanı) istihdam etmeleri gerektiğini, Türkiye'de bu alanda iyi-kötü yetişmiş eleman olduğunu ve birkaç üniversitede eğitim verildiğini söyledi. “Türkiye, bu alandaki uzmanlığını tesis edebilirse elmas ticareti ve işlemeciliğinde ilk sıralardaki Belçika ve İsrail'i mutlak suretle geçecektir ya da en az onlar kadar bir katma değeri yurtdışına taşıyacaktır” diye konuştu. Saraç, kıymetli taşlarda verginin düşürülmesi konusunda hükümete öneride bulunacaklarını da sözlerine ekledi.
12 Kasım 2007 Pazartesi
Atölyeden Mücevheri Ucuza Yaptırın
Pırlanta, elmas, zümrüt, yakut, safir gibi kıymetli taşları meraklılarının istedikleri modellere göre şekillendirip, mücevher yapan 5 genç, vitrinlerden yüzde 30 ila 50 oranında ucuza, kaliteli takı sahibi olma imkanı sunuyor.
Bursa Uzunçarşı'dan girilen Fidan Han'ın üst katında 5 genç sanatkar, harıl harıl bir taraftan kuyumcu dükkanlarından gelen siparişleri ve düzenleme taleplerini yerine getirirken, bir taraftan da ücra bir yerde olmalarına rağmen kendilerine ulaşan müşterilerin model taleplerini karşılıyor.
Damla Mücevher Atölyesi'nde, istenilen modelde tek taş pırlanta yüzükten, mıhlama işi ile yapılan isimli kolyelere kadar yüzlerce model ve özellikte mücevheri yaptırmanız mümkün olabiliyor. Sadece baskı ve cnc tezgahlarla hazırlanan altın bilezikleri kendilerinin yapmadığını belirten Damla Mücevherat Kurucusu Celal Dere, 'Biz müşterimizin istediği modelde yüzük, kolye, küpe, alyansları birkaç gün içerisinde teslim ediyoruz. Atölyemizin bağlantılı olduğu kıymetli taş satıcılarından da karatına göre, pırlanta, elmas, zümrüt gibi değerli taşları ve altınları temin ederek her türlü çalışmayı ekip olarak yerine getiriyoruz. Altın eritme potamızdan, mıhlama tezgahımıza kadar el işinin ağırlıklı olduğu mücevher üretiminde bütün arkadaşlar konularına göre ihtisaslaşmış durumda. Bir arkadaşımız tek taş yüzük, bir arkadaşımız alyans, bir arkadaşımız mıhlama, bir arkadaşımız eritme ve ayar denkleştirme hususunda çalışmaları sırtlıyor. Erkekler için altın ve gümüş çok değişik modellerde alyanslar yapıyoruz.
Bir gümüş alyansı 30 değişik modelde çalışma tasarlama imkanımız var. Müşterilerimize düşündükleri büyüklüklerde kıymetli taşları da İstanbul'da irtibatlı olduğumuz taş satıcılarından getirtiyoruz. Bir tek taş pırlanta 50 mikron büyüklüğünde 750 dolardan başlayıp bin dolara kadar kalitesine göre değişik fiyatlarda temin ediliyor. Bunun yüzüğü ile birlikte vitrinlerden yüzde 30 en az daha hesaplı olarak tek taş yapıyoruz. Hem de vatandaşın istediği tarz da çalışma imkanına sahibiz. 1 karatlık büyük taş pırlantanın sadece taşı ise 3 bin dolardan kalitesine göre 4 bin dolara kadar çıkabiliyor. Biz zevk sahibi, mücevherata meraklı kişilere istedikleri tarzda ürünlere sahip olma imkanı sunuyoruz. Bu çerçevede nineden, anneden kalma değişik mücevherleri yeniden tasarlayarak kıymetli taşlarını yeni tarz tasarımlarda kullanarak bu tip eski mücevherleri de büyük masraflara ve kayıplara girmeden değerlendirme imkanı da sunuyoruz' dedi.
Bursa Uzunçarşı'dan girilen Fidan Han'ın üst katında 5 genç sanatkar, harıl harıl bir taraftan kuyumcu dükkanlarından gelen siparişleri ve düzenleme taleplerini yerine getirirken, bir taraftan da ücra bir yerde olmalarına rağmen kendilerine ulaşan müşterilerin model taleplerini karşılıyor.
Damla Mücevher Atölyesi'nde, istenilen modelde tek taş pırlanta yüzükten, mıhlama işi ile yapılan isimli kolyelere kadar yüzlerce model ve özellikte mücevheri yaptırmanız mümkün olabiliyor. Sadece baskı ve cnc tezgahlarla hazırlanan altın bilezikleri kendilerinin yapmadığını belirten Damla Mücevherat Kurucusu Celal Dere, 'Biz müşterimizin istediği modelde yüzük, kolye, küpe, alyansları birkaç gün içerisinde teslim ediyoruz. Atölyemizin bağlantılı olduğu kıymetli taş satıcılarından da karatına göre, pırlanta, elmas, zümrüt gibi değerli taşları ve altınları temin ederek her türlü çalışmayı ekip olarak yerine getiriyoruz. Altın eritme potamızdan, mıhlama tezgahımıza kadar el işinin ağırlıklı olduğu mücevher üretiminde bütün arkadaşlar konularına göre ihtisaslaşmış durumda. Bir arkadaşımız tek taş yüzük, bir arkadaşımız alyans, bir arkadaşımız mıhlama, bir arkadaşımız eritme ve ayar denkleştirme hususunda çalışmaları sırtlıyor. Erkekler için altın ve gümüş çok değişik modellerde alyanslar yapıyoruz.
Bir gümüş alyansı 30 değişik modelde çalışma tasarlama imkanımız var. Müşterilerimize düşündükleri büyüklüklerde kıymetli taşları da İstanbul'da irtibatlı olduğumuz taş satıcılarından getirtiyoruz. Bir tek taş pırlanta 50 mikron büyüklüğünde 750 dolardan başlayıp bin dolara kadar kalitesine göre değişik fiyatlarda temin ediliyor. Bunun yüzüğü ile birlikte vitrinlerden yüzde 30 en az daha hesaplı olarak tek taş yapıyoruz. Hem de vatandaşın istediği tarz da çalışma imkanına sahibiz. 1 karatlık büyük taş pırlantanın sadece taşı ise 3 bin dolardan kalitesine göre 4 bin dolara kadar çıkabiliyor. Biz zevk sahibi, mücevherata meraklı kişilere istedikleri tarzda ürünlere sahip olma imkanı sunuyoruz. Bu çerçevede nineden, anneden kalma değişik mücevherleri yeniden tasarlayarak kıymetli taşlarını yeni tarz tasarımlarda kullanarak bu tip eski mücevherleri de büyük masraflara ve kayıplara girmeden değerlendirme imkanı da sunuyoruz' dedi.
Pırlanta pazarında yeni marka
Mücevher firmalarına tedarik hizmeti veren Mod-İş, pazardaki hızlı büyüme üzerine 'Damra' markasıyla pırlanta pazarına girdi. 140 satış noktasına ulaşan firma, önümüzdeki yıl yurtdışına açılmayı planlıyor
Mücevher firmalarının 15 yıllık tedarikçisi Mod-İş, Damra markasıyla pırlanta pazarına girdi. Dokuz aylık genç bir marka olan firmanın genel müdürü Zeki Karaca, son üç yıldır yaptıkları araştırmalar ve her yıl talebin yüzde 25 artıyor olmasının kendilerini bu alana yönelttiğini söyledi.
Karaca, "Bizde altın neyse Amerika ve Avrupa'da pırlanta o. Dünyada pırlantalı mücevher pazarı 70 milyar dolar. Türkiye'deki hacim ise 1 milyar dolar. Son yıllarda yapılan tanıtımlar ve ödemelerin de çeşitlenmesiyle bizde de taleple beraber pazar büyüyor" dedi.
Tasarım alanında yatırım yaptıklarını söyleyen Karaca, "Ünlü modacımız Cemil İpekçi'yle üç yıllık bir anlaşma imzaladık. Cemil Bey, takı ve tarih konusunda büyük bir birikime sahip. Konuyla ilgili yaptığımız görüşmelerde çok iyi bir elektrik yakaladık. Bizlere çok iddialı koleksiyonlar hazırlıyor" dedi.
25 bin çeşit var
Firmanın markalaşma konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Karaca şöyle dedi:
"İstanbul ve İzmir'den sonra Ankara'da da ofis açacağız. Şu an 140 satış noktamız var. Bu sayıyı hızla artıracağız. Koleksiyon ağırlıklı çalışıyoruz. Tek parça bazında 25 bin çeşide sahibiz. Pırlantanın çok sevildiği Diyarbakır ve Bitlis başta olmak üzere Anadolu'ya da yayılacağız."
Yurtdışına da açılacaklarını söyleyen Karaca, "Öncelikle açılmak istediğimiz ülke pazarın yarısını elinde tutan ABD. Sonra sırada Dubai, İsrail ve Türki Cumhuriyetler var" dedi.
Pırlantanın ulaşılmaz imajını değiştireceklerini söyleyen Karaca, fiyatı belirleyen şeyin taşın büyüklüğünden çok kalitesi ve rengi olduğunu belirtti. Karaca, "Mücevherler maddi değeri yanında nesilden nesile aktarılması nedeniyle manevi değere de sahip. Osmanlı'da yeni doğan çocuklara bile altın yerine pırlanta takılırmış. Biz de genç yaş gruplarına kadar ineceğiz. Özellikle mezuniyet törenlerinde gençlerin takı olarak pırlanta takmasını ve kendilerine pırlanta hediye edilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Pırlantanın satılırken altından daha az değer kaybettiğini söyleyen Karaca, "Biz sattığımız ürünleri yüzde 35 eksiğine her zaman geri almaya hazırız. Altında bu oran yüzde 50'ye kadar çıkabiliyor" dedi.
Yabancı destekleniyor
Sektörün en büyük sorunlarından birinin ÖTV olduğunun altını çizen Karaca şöyle dedi:
"Yurtdışından yarı bitmiş taş getirdiğinizde devlet KDV almıyor ama yüzde 20 ÖTV alıyor. Eğer bitmiş mücevher getirirseniz bu sefer ÖTV almıyor, yüzde 18 KDV alıyor. Burada yabancı üretici desteklenmiş oluyor. Onlar KDV'lerini geri alabiliyor. Çin, İtalya, Hindistan ve Hong Kong gibi sektörün güçlü oyuncuları karşısında gücümüz azalıyor. Bizler koşuya geriden başlıyoruz. Bu yaranın iyileştirilmesi gerekiyor."
Binlerce yıllık tutku
Bazı kayıtlara göre ilk elmas 4 bin yıl önce Hindistan'da Golconda Nehri yatağında bulunmuş. Enerji, güç, güzellik ve uzun yaşamın özü sayılan pırlantanın ışıltısı, Eski Yunan'da aşk alevini simgelemiş. Eski Roma'da pırlantanın aşk tanrısı Eros'un okunun ucu ve gökten yağan yıldız tanecikleri olduğuna inanılırmış. Günümüzde saflığın, bağlılık, güven ve güzelliğin simgesi kabul edien pırlantada, 4 C, yani renk (color), kesim (cut), berraklık (clerarity) ve ağırlık (carat weight) önem kazanıyor.
Mücevher firmalarının 15 yıllık tedarikçisi Mod-İş, Damra markasıyla pırlanta pazarına girdi. Dokuz aylık genç bir marka olan firmanın genel müdürü Zeki Karaca, son üç yıldır yaptıkları araştırmalar ve her yıl talebin yüzde 25 artıyor olmasının kendilerini bu alana yönelttiğini söyledi.
Karaca, "Bizde altın neyse Amerika ve Avrupa'da pırlanta o. Dünyada pırlantalı mücevher pazarı 70 milyar dolar. Türkiye'deki hacim ise 1 milyar dolar. Son yıllarda yapılan tanıtımlar ve ödemelerin de çeşitlenmesiyle bizde de taleple beraber pazar büyüyor" dedi.
Tasarım alanında yatırım yaptıklarını söyleyen Karaca, "Ünlü modacımız Cemil İpekçi'yle üç yıllık bir anlaşma imzaladık. Cemil Bey, takı ve tarih konusunda büyük bir birikime sahip. Konuyla ilgili yaptığımız görüşmelerde çok iyi bir elektrik yakaladık. Bizlere çok iddialı koleksiyonlar hazırlıyor" dedi.
25 bin çeşit var
Firmanın markalaşma konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Karaca şöyle dedi:
"İstanbul ve İzmir'den sonra Ankara'da da ofis açacağız. Şu an 140 satış noktamız var. Bu sayıyı hızla artıracağız. Koleksiyon ağırlıklı çalışıyoruz. Tek parça bazında 25 bin çeşide sahibiz. Pırlantanın çok sevildiği Diyarbakır ve Bitlis başta olmak üzere Anadolu'ya da yayılacağız."
Yurtdışına da açılacaklarını söyleyen Karaca, "Öncelikle açılmak istediğimiz ülke pazarın yarısını elinde tutan ABD. Sonra sırada Dubai, İsrail ve Türki Cumhuriyetler var" dedi.
Pırlantanın ulaşılmaz imajını değiştireceklerini söyleyen Karaca, fiyatı belirleyen şeyin taşın büyüklüğünden çok kalitesi ve rengi olduğunu belirtti. Karaca, "Mücevherler maddi değeri yanında nesilden nesile aktarılması nedeniyle manevi değere de sahip. Osmanlı'da yeni doğan çocuklara bile altın yerine pırlanta takılırmış. Biz de genç yaş gruplarına kadar ineceğiz. Özellikle mezuniyet törenlerinde gençlerin takı olarak pırlanta takmasını ve kendilerine pırlanta hediye edilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu.
Pırlantanın satılırken altından daha az değer kaybettiğini söyleyen Karaca, "Biz sattığımız ürünleri yüzde 35 eksiğine her zaman geri almaya hazırız. Altında bu oran yüzde 50'ye kadar çıkabiliyor" dedi.
Yabancı destekleniyor
Sektörün en büyük sorunlarından birinin ÖTV olduğunun altını çizen Karaca şöyle dedi:
"Yurtdışından yarı bitmiş taş getirdiğinizde devlet KDV almıyor ama yüzde 20 ÖTV alıyor. Eğer bitmiş mücevher getirirseniz bu sefer ÖTV almıyor, yüzde 18 KDV alıyor. Burada yabancı üretici desteklenmiş oluyor. Onlar KDV'lerini geri alabiliyor. Çin, İtalya, Hindistan ve Hong Kong gibi sektörün güçlü oyuncuları karşısında gücümüz azalıyor. Bizler koşuya geriden başlıyoruz. Bu yaranın iyileştirilmesi gerekiyor."
Binlerce yıllık tutku
Bazı kayıtlara göre ilk elmas 4 bin yıl önce Hindistan'da Golconda Nehri yatağında bulunmuş. Enerji, güç, güzellik ve uzun yaşamın özü sayılan pırlantanın ışıltısı, Eski Yunan'da aşk alevini simgelemiş. Eski Roma'da pırlantanın aşk tanrısı Eros'un okunun ucu ve gökten yağan yıldız tanecikleri olduğuna inanılırmış. Günümüzde saflığın, bağlılık, güven ve güzelliğin simgesi kabul edien pırlantada, 4 C, yani renk (color), kesim (cut), berraklık (clerarity) ve ağırlık (carat weight) önem kazanıyor.
Dünyanın en pahalı mücevherleri - Tiffany
Dünyanın en pahalı mücevherleri - Chopard
Dünyanın en pahalı mücevherleri - H. Stern
Dünyanın en pahalı mücevherleri - DeBeers
Dünyanın en pahalı mücevherleri - Neil Lane
Dünyanın en pahalı mücevherleri - Garrard
Dünyanın en pahalı mücevherleri - Chopard
Singapur `mor altın` üretti
Singapur `da bir yerel şirket altının mor renge dönüştürülmesini sağlayan bir teknik geliştirdi. Metalurji mühendisi profesörün geliştirdiği teknik sayesinde beyaz altın mor renge dönüştürülebiliyor. Altının paladyum ve aliminyum gibi maddelerle karıştırılarak mor renge getirildiği belirtilirken, mor altından yapılan bir çift küpenin fiyatının 335 doları bulduğu ifade edildi. Buluşun patentini alan Aspial Lee Hwa mücevher şirketinin pazarlama müdürü Kean Ng , `Mor altın her kadının düşlerini süsleyecek` dedi.
Evlilik yıldönümünü haber veren yüzük
Unutkan kocaların korkulu rüyası olan evlilik yıldönümünü unutmak yakında tarihe karışacak. Alaskalı mücevher satıcısı Cleve Oines`in `Remember Ring ` adını verdiği yeni icadı evlilik yıldönümünden bir gün önce ısı derecesi artmaya başlayarak önemli bir günün yaklaştığını haber veriyor. Bir dizi şirketle yüzüğün altın ve gümüş olarak üretilip pazarlaması için görüşmelere devam eden 31 yaşındaki Oines, icadının 400 sterlin (bin YTL ) civarında fiyatla alıcıya ulaşmasını planlıyor. İcadını kadınlardan çok erkeklerin etkileyici bulduğunu belirten Oines yüzük hakkında, `Vücuttan ısıyı alarak elektrik enerjisine çeviriyor. Böylece içindeki pil devamlı şarj oluyor. Ve mikrochip saati daimi olarak işler tutuyor` dedi.
Manukyan`ın mücevherinin sırrı
Genelev patroniçesi Matild Manukyan`ın 10 yıldır bankada unuttuğu altın broşu zaman aşımından devlete kaldı. TMSF mücevheri müzayedede sattırdı. Açılış fiyatı olan 300 YTL`ye satılan broştaki semboller dikkat çekti.
Ünlü genelev patroniçesi Matild Manukyan `ın ABN Amro Bank `ta 10 yıl boyunca unuttuğu altın broş zaman aşımı nedeniyle devlete kaldı. Tek varisi olan oğlu Kerope Çilingir , 3 aylık yasal süresinde zarfında broşu almak için başvuruda bulunmadı. Bunun üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF ), banka kasalarında unutulan ve zaman aşımına uğrayan altın paralar ile mücevher ve hisse senetleri Antik A .Ş aracılığı ile açık artırma usulü satışa çıkardı. Satış 7 Haziran`da yapıldı.
KİMSE ARTIRMADI
TMSF , hazineye kalan mücevherleri satışa sunmadan önce, değerleri tespit etmek için 4 firmadan mücevher ustaları çağırdı. Manukyan `ın broşunu inceleyen usta, broşun sahte olmadığını söyledi. Ustalarla birlikte bulunan TMSF görevlisi ustaya `Sahte olmadığını nasıl anladınız?` diye sordu. Usta, `Bu broşu yapan usta masondur ve işlediği mücevherlere masonik sembol yapar. Oradan anladım` dedi. Broşun üzerindeki sembolün ne olduğunu öğrenmek için aradığımız mücevher ustası, ne bu sırrın deşifre edilmesini, adının da açıklanmasını istemedi. Manukyan `ın broşu için kimse artırmaya gitmedi. Broş, 300 YTL `ye satıldı.
MASONİK SEMBOLLER
Masonlukta sembollere büyük önem veriliyor. Masonik sembollerin bir çoğunu Amerikan doları üzerinde görmek mümkün. `Üçgen içinde göz` mason localarının değişmez sembolü. En çok bilineni ise iç içe geçmiş bir gönye ve pergel. Bir diğer ünlü sembolü ise iç içe geçmiş iki üçgenden oluşan altı köşeli yıldız. Masonluğun sembolleri arasında yer alan önemli bir kavram da `dul kadın` tasviri olduğu biliniyor.
Bugün
Ünlü genelev patroniçesi Matild Manukyan `ın ABN Amro Bank `ta 10 yıl boyunca unuttuğu altın broş zaman aşımı nedeniyle devlete kaldı. Tek varisi olan oğlu Kerope Çilingir , 3 aylık yasal süresinde zarfında broşu almak için başvuruda bulunmadı. Bunun üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF ), banka kasalarında unutulan ve zaman aşımına uğrayan altın paralar ile mücevher ve hisse senetleri Antik A .Ş aracılığı ile açık artırma usulü satışa çıkardı. Satış 7 Haziran`da yapıldı.
KİMSE ARTIRMADI
TMSF , hazineye kalan mücevherleri satışa sunmadan önce, değerleri tespit etmek için 4 firmadan mücevher ustaları çağırdı. Manukyan `ın broşunu inceleyen usta, broşun sahte olmadığını söyledi. Ustalarla birlikte bulunan TMSF görevlisi ustaya `Sahte olmadığını nasıl anladınız?` diye sordu. Usta, `Bu broşu yapan usta masondur ve işlediği mücevherlere masonik sembol yapar. Oradan anladım` dedi. Broşun üzerindeki sembolün ne olduğunu öğrenmek için aradığımız mücevher ustası, ne bu sırrın deşifre edilmesini, adının da açıklanmasını istemedi. Manukyan `ın broşu için kimse artırmaya gitmedi. Broş, 300 YTL `ye satıldı.
MASONİK SEMBOLLER
Masonlukta sembollere büyük önem veriliyor. Masonik sembollerin bir çoğunu Amerikan doları üzerinde görmek mümkün. `Üçgen içinde göz` mason localarının değişmez sembolü. En çok bilineni ise iç içe geçmiş bir gönye ve pergel. Bir diğer ünlü sembolü ise iç içe geçmiş iki üçgenden oluşan altı köşeli yıldız. Masonluğun sembolleri arasında yer alan önemli bir kavram da `dul kadın` tasviri olduğu biliniyor.
Bugün
3.5 milyon $`lık elmas
Christie `s Mücevher firması yöneticisi Sanda Nyun Han `ın sahip olduğu kalp şeklindeki elmas, İsviçre `de görücüye çıktı. Gözleri kamaştıran güzellik ve estetiğiyle davetlilerin beğenisini toplayan 37.01 karatlık kalp şeklindeki elmas , 2 gün sonra düzenlenecek Muhteşem Elmaslar Müzayedesi`nde açık artırmayla satışa sunulacak. Elmasın 3 milyon 500 bin dolara (5 milyon YTL ) alıcı bulması bekleniyor.
Mücevherlerden hala haber yok!
Balayı için gittiği ABD`den eşi İlker İnanoğlu ile birlikte dönen Yeşim Salkım, çalınan 2.5 milyon dolarlık mücevherlerinden ümidini kesiyor
Yeşim Salkım , eşi İlker İnanoğlu ile balayı için gittiği ABD `den geri döndü. Salkım `ı havalimanında kızı Gizem karşıladı. Yaklaşık 1 ay önce nikah töreni sırasında 2 milyon 500 bin dolarlık (3 milyon 350 bin YTL ) mücevherini çaldıran Salkım , olay hakkındaki son gelişmeleri öğrenmek istedi. Emniyet yetkilileri ile görüşen Salkım , çalınan mücevheriyle ilgili herhangi bir yeni bir gelişmenin olmadığını öğrendi. Gaztecilerin de sorularını yanıtlayan Salkım , `Mücevherlerin miras kaldığı söyleniyor` sorusuna `Ölü mü var ki bana miras kalsın. Hepsini çalışarak kazandım` diye cevap verdi. Salkım , balayı hakkında da `24 saattir uçuyoruz. Los Angeles `tan buraya geldik. Çok yorgunum. Tatilimiz, kısa bir hastalığım dışında çok güzel geçti` dedi. Medya mensuplarının, `İki aylık hamile misin?` sorusuna ise `Bilemem . Şimdilik sürpriz` diye cevap verdi.
29 Ekim 2007 Pazartesi
TMSF'den mücevher satışı
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), muhammen bedelleri toplamı 3 bin 975 YTL olan 15 adet mücevheri yarın satışa çıkaracak.
TMSF'den yapılan açıklamaya göre, satışa çıkarılacak mücevherler arasında, altın zincir, pırlantalı yüzük, kolye, Rolex marka erkek saati ve Sakıp Sabancı resimli saat gibi değerli kıymetler bulunuyor.
Menkuller, açık artırmada en çok artırana ihale edilecek. Alıcı çıkmazsa, ikinci satış 26 Ekim 2007'de gerçekleştirilecek.
TMSF'den yapılan açıklamaya göre, satışa çıkarılacak mücevherler arasında, altın zincir, pırlantalı yüzük, kolye, Rolex marka erkek saati ve Sakıp Sabancı resimli saat gibi değerli kıymetler bulunuyor.
Menkuller, açık artırmada en çok artırana ihale edilecek. Alıcı çıkmazsa, ikinci satış 26 Ekim 2007'de gerçekleştirilecek.
14 Ekim 2007 Pazar
Dünyanın en pahalı mücevheri 7.98 milyon dolara satıldı
Hong Kong’da Sotheby’s müzayede evinde, en nadide taşlardan biri olduğu belirtilen 6.04 karatlık bir mavi elmasın, 7.98 milyon dolara satıldığı bildirildi.
Müzayede evi tarafından yapılan açıklamada, kusursuz mavi elmasın, karatı 1.32 milyon dolardan satıldığı belirtildi.
Dünyada en pahalıya satılan (karat başı değeri açısından) mücevher taşı olan mavi elmasın, 20 yıldır bu alandaki rekoru elinde bulunduran kırmızı elmas taş olan "Hancock Red"in rekorunu kırdığına işaret edildi. "Hancok Red"in, bir karatı 926 bin dolardan satıldığı anımsatıldı.
Müzayede evi tarafından yapılan açıklamada, kusursuz mavi elmasın, karatı 1.32 milyon dolardan satıldığı belirtildi.
Dünyada en pahalıya satılan (karat başı değeri açısından) mücevher taşı olan mavi elmasın, 20 yıldır bu alandaki rekoru elinde bulunduran kırmızı elmas taş olan "Hancock Red"in rekorunu kırdığına işaret edildi. "Hancok Red"in, bir karatı 926 bin dolardan satıldığı anımsatıldı.
3 Ekim 2007 Çarşamba
Mücevher elbise Design Week'te
İSTANBUL - Hüseyin Çağlayan'ın Swarovski kristalleriyle bezediği LED elbisesi, İstanbul Design Week'e geliyor. Çağlayan'ın Swarovski'yle ortaklaşa tasarladığı LED elbise, Türkiye'de ilk defa 4-10 Eylül 2007 tarihleri arasında eski Galata Köprüsü'nde düzenlenen İstanbul Design Week (IDW 2007) kapsamında sergilenecek.
Çağlayan LED elbisesiyle modanın sınırlarını zorluyor ve LED teknolojisini moda tasarımına entegre ediyor. Çağlayan tasarımını anlatırken; baskın kültür, ölümün yaşama karşıt bir güç olarak görüldüğü bir dünya görüşünden bahsediyor:
"Koleksiyonum iklimleri bir metafor olarak kullanarak, çevreye karşı koruyucu hislerimizin ve ölüm korkumuzun hava değişimlerine uyarlanmasından ilham alıyor. İklimler vücutlarımız, zihnimiz dahil dünyadaki tüm varlıkları yenileyerek ve yeniden yaratarak yaşam ve ölümlerinin devamlı değişmekte olduğunu gösterir."
Çağlayan'ın 'Kışın Sakinleştirici Elemanları' olarak adlandırdığı Swarovski kristalli parçalarla bezenmiş, kullanıcısını kışın karanlığında aydınlatan elbise, ışıldayan şapka ve kolye tasarımları ve bir şapkayla tamamlanmış.
13 Eylül 2007 Perşembe
Altın, gümüş, pırlanta herkes mutlu bu fuarda
Dubai'de bir ada, her noktası elmaslarla süslü bir cep telefonu ya da bebekler için tamamı altından yapılmış bir emzik... Moskova'da düzenlenen Milyonerler Fuarı'nda bunlar gibi pek çok ilgi çekici ürün görücüye çıkıyor. Bu yıl ikincisi düzenlenen fuara katılan şirketler arasında BMW, Jaguar, Audi, Hummer, Infinity, Bugatti Veyron gibi otomobil firmaları, ünlü mobilya üreticileri, antikacılar ve dünyanın en büyük emlak şirketleri yer aldı. 27-30 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen ve girişin 37 dolar (yaklaşık 54 YTL) olduğu fuarda, fiyatı 1 milyon dolara kadar yükselen dünyanın bilinen en eski cinslerinden 'Ahalteke' atları da katılımcıların ilgisini çekti. Fuara Türkiye'den Riva oteller zinciri katıldı. Sayıları 88 bini bulan Rus dolar milyonerleri, özel davetiyelerle fuara çağrıldı ancak ortalama aylık gelirin 300 dolar (yaklaşık 437 YTL) civarında olduğu Rusya'da fuara tepkiler de giderek artıyor. Komünist Parti milletvekillerinden Viktor İlyuhin, "Bu fuar, büyük bir ihtiyaç. Yakın bir bölgeye yerleştireceğimiz keskin nişancılar sayesinde ziyaretçileri 'asalaklar' diye öldürebiliriz. Çünkü hiçbiri bu serveti dürüst yollardan elde etmedi" diyor.
Geçmeyen Moda Pırlanta
Pırlanta, insan elinin ve sanatının elmasa dönüştürdüğü paha biçilmez ve göz kamaştırıcı bir eseridir. Aşkın da harika bir sembolü olarak kullanılan pırlantayı, tüm dünyada milyonlarca çift birbirlerine olan sevgilerini ifade etmek için tercih ediyor. Çok çeşitli taş seçeneklerinden bütçelerine ve zevklerine göre bir tanesi onların aşkını ifade eder ve maddi değerinin yanında manevi değeri ile de yıllar boyunca kullanılır…
Biz de bu sayımızda pırlanta konusunu ele almaya karar verdik ve Kolej mezunu kuyumcularımızdan pırlanta alımı, kullanımı ve seçimi ile ilgili bilgiler aldık ve pırlanta seçimi kadar bakımı ve kullanımının da zor olduğunu öğrendik.
Pırlanta Satın Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Pırlanta hakkında bilgi vermeye öncelikle pırlantanın geçmişine inerek başlamak istiyorum. İlk ham elmas 2500 yıl önce Hindistan’da çıkarılmış. Modern elmas endüstrisi ise 19. yüzyılın sonlarına doğru Güney Afrika madenlerinin bulunmasıyla başlamış. Şu anda ham elmas üretiminin en büyük payına sahip olan ülkeler Botsvana, Rusya, Güney Afrika, Angola, Namibya, Avustralya ve Zaire’dir. Bunların yanı sıra ham elmas çıkarılan diğer ülkeler arasında Brezilya, Venezüella, Gine, Gana, Tanzanya, Çin, Endonezya ve Hindistan’da sayılabilir. Elmas kesimi pek çok yerde gerçekleştiriliyor. Bunların başlıca merkezleri Belçika, New York, İsrail ve Hindistan’dır.
Dünyadaki ham elmasların sınıflandırılması, değerlendirmesi ve satışa sunulması eski ismiyle De Beers yeni ismiyle DTC firması tarafından gerçekleştiriliyor. Bu firma ham elmasları tüketicilere değil, taşı işleyerek pırlantaya dönüştüren kesim merkezlerine ve üreticilere satmaktadır. Hiçbir pırlanta satıcısı benim taşlarım bu markadır gibi bir şey söyleyemez. Zira ham elmaslar kesime girip pırlanta şekline dönüştürüldükten ve satışa sunulduktan sonra o taşların ham halinin hangi firmaya ait olduğunu kimse bilemez.
Pırlantanın özelliklerine geldiğinizde ilk akla 4C özelliğini bilmemizde fayda vardır.
Cut: Kesim
Colour: Renk
Clarity: Berraklık
Carat Weight: Karat Ağırlığı
Cut (Kesim): Kesim 4C özelliklerinin en önemlisi çünkü pırlantanın verdiği ışık ve pırıltı tamamen tamamen kesiminin iyi olup olmadığı ile ilgilidir. Diğer özellikleri doğadan kaynaklanırken kesim özelliği pırlanta üzerinde insan eliyle yaratılan tek özelliğidir. Şekil kişinin zevkine bağlıdır. Yuvarlak kesimler, kesimler arasında en popüler olanıdır. Diğer kesimler arasında dikdörtgen zümrüt kesimi, damla, markiz, prenses, oval ve kalp kesim sayılabilir.
Colour (Renk): Pırlanta renkleri beyazın çeşitli tonlarından oluşur. Bir pırlanta ne kadar beyazsa o kadar değerlidir. Tabi ki bu değerleri belirleyecek olan tek faktör renk değildir. En nadir bulunan ve en beyaz olanlar D, E, F, ve G’dir, ancak pırlantaların büyük çoğunluğu beyaz ve çok hafif renkli beyaz olarak adlandırılan H-L renkleri arasındadır. M rengi ve altındakilerde gözle görülebilir sarımtırak bir renk tonu vardır. Ayrıca çok nadir bulunan pembe, mavi, yeşil, sarı ve diğer renkte görülebilir. Bunlara da Fantezi adı verilir.
Clarity (Berraklık): Bir pırlantanın berraklığı lekelerine bakılarak belirlenir. Hemen hemen her pırlantanın içinde pırlantayı oluşturan karbon kristalinin küçük izlerine rastlanır, ancak çıplak gözle görülemezler. Lekeler ancak çok kuvvetli mercek altında seçilebilir. Bir pırlantanın lekeleri ne denli az ise, taş da o kadar nadir bulunur.
Carat Weight (Karat Ağırlığı): Karat bir pırlantanın ağırlık ölçüsüdür. Bir karat 100 eşit puana bölünür. Yarım karat 50 puandır ve 0,50 ct şeklinde yazılır. Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı kesim, renk ve berraklık özelliklerinin farklı bileşimi nedeniyle aynı olmayabilir.
4C özelliklerini tek tek tanımladıktan sonra esas önemli olan, bir pırlantayı satın alırken en çok nelere dikkat etmeliyiz?
Mücevher işi doktorluk mesleği kadar özel bir meslektir. Bir insan doktoruna nasıl güveniyorsa mücevher aldığı kişiye de o kadar güvenmelidir. Çünkü insanlar bu mağazalara milyarlarca liralık mücevherlerini teslim ediyorlar.
İkinci önemli konu ise bu mesleği gerçekten bilen, bu işi anlayarak ve bilerek yapan kişilerden alışveriş yapılmalıdır. Çünkü maalesef ülkemizde herhangi bir toptancıdan 100 – 150 adet muhtelif pırlantalı mal satın alan herkes bir mücevher mağazası açabiliyor hatta bilgisayardan çıkartılan bir takım sertifikalarla da göz boyayabiliyorlar.
Dolayısıyla mücevher satın almadan önce malı satın alacağınız firmayı, o firmanın geçmişini, dürüstlüğünü ve bu işi ne kadar profesyonel yaptığından emin olmanız gerekir.
Şansal Mücevharat– Erol Şansal’ 81
İran Caddesi Karum İş Merkezi 21/ 65 Kavaklıdere Ankara
Tel: 428 35 46 Fax: 427 41 91
Takının Altın Çağı
Sevilen modelleriyle kişinin kıyafetini bütünlerken aynı zamanda aksesuar olarak; yaşam tarzını, zevkini maddi ve manevi anlamda zenginliğini vurgulayan… Ne kadar çok seçenek var takı olarak anılan, kullanılan: Kolye, küpe, yüzük, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, kravat iğnesi, rozet, hızma, halhal…
Bugün Türkiye dünya takı sektöründe tasarım ve satış alanında İtalya’dan sonra ikinci sırada. Sosyal yaşamda vazgeçilmez olacak yerini alan ve mücevher, beşikten mezara yaşam serüveninde Türk insanına mutlu günlerinde eşlik ediyor. Bebeğin dünyaya gelişi, sünnet, söz kesme, nişan, nikah, doğum günleri ve hatırlanması gereken tüm özel günlerde hep sizinle beraber…
Takıların Bakımı Nasıl Olmalıdır?
Takılar kullanılmadığı süre içerisinde, mümkün olduğu kadar kutularda muhafaza edilmeli. Doğrudan baskı kullanılmamalı, sert cisimlerle sürtünmemeli, asitli ortamlardan özellikle ter ve deodorantlardan uzak tutulmalı, su ve temizlik malzemeleriyle birebir teması engellenerek deformasyona uğratılmamalıdır. Belirli bir kullanım süresi sonunda takılar matlaşır, aşırı kullanıldığında ise çizilir, deformasyona uğrarlar.
Matlaşan ve leke yapan takıları sıcak su içine bir miktar sıvı deterjan ekleyerek eski bir diş fırçasıyla temizleyebilirsiniz. Böylece üzerindeki toz ve lekeler kaybolur. Bu şekilde giderilmeyen lekeler ve çizikler içinse takı alındığı firmaya veya herhangi bir kuyumcuya götürülerek ultra sonik yıkama makinelerinde temizletilmeli ya da polisaj makineleri ile cila yaptırılmalıdır.
Mücevher bakımında dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise elmas taşlı takıların kesinlikle su ve başka bir sıvı maddeyle teması sağlanmamalıdır. Bu durum elmas işçiliğinde yapılan poyanın bozulmasını sağlar ve taşın görüntüsünü bozar. Ayrıca beyaz altın kullanılan mücevher takılarda, yaklaşık yılda bir kez kuyumcunuza götürerek rodaj yaptırırsanız, takınız ilk aldığınız zamanki parlaklığına dönüşür.
Hami Kuyumculuk – Mete Demirsoy ‘ 88
İran Caddesi Karum İş Merkezi 78 Kavaklıdere Ankara
Tel: 467 48 44
Evlilik Yüzüğü Rehberi
Bu rehber, almayı düşündüğünüz evlilik yüzüğü ile ilgili kuyumcuları gezerek vakit harcamanızı ve yorulmanızı önlemek için yazılmış bir rehberdir. Bu rehber aslında erkeklere özeldir, iki sebepten dolayı. Birincisi ülkemizde genelde tek taşları erkekler alır. İkincisi ise erkekler genelde alışveriş yapmayı pek iyi bilmediklerinden onların yükünü hafifletmek, biraz da onları bu konuda cesaretlendirmek için hazırlanmıştır.
Şimdi, 4 aşamalı bir karar verme sürecimiz var.
Montür seçimi ( Taşı tutan madenin şekli )
Ortasında olacak ve sizin ona aşkınızı tanımlayacak olan Pırlantanın seçimi
Yanlarına taş koyacak mıyız?
Yüzük hangi madenden yapılacak?
Birincisi ve en önemlisi eşinizin yüzük ölçüsü kaç numara? Yüzüklerin ölçülerini daha sonra da yaptırmak mümkündür ama bu tip detayları önceden sizin halletmiş olmanız eşinize, kendini özel hissettirecektir. Ama, ona bir yüzükle evlenme teklifi edecekseniz, ki bu bütün kadınların hayalidir, o zaman yüzük ölçüsünü bir şekilde almanız gerekmektedir.Mesela sol elinin yüzük parmağında kullandığı yüzüklerden bir tanesini, altın-gümüş fark etmez, ona fark ettirmeden alıp bir mücevhercide ölçtürebilirsiniz. Bir yol da, eğer çok geleneksel biriyseniz, eşinizin annesinden sizin için yüzük numarasını öğrenmesini isteyebilirsiniz.
Temelde 3 ana evlilik yüzüğü modeli vardır.
Geleneksel yüksek bir tektaş montür
Yan taşlı montürler
Trialar
Geleneksel Tektaş Montürler
Dört Tırnaklı Prenses
Pave kollu Tektaş
X tırnaklı Tektaş
Klasik altı tırnaklı
Yan Taşlı Montürler
Yan taşlar, tektaşları güçlendirmek ve daha zengin göstermek için kullanılır.Yan taşlar yuvarlak, baget , üçgen , oval gibi değişik elmas kesimlerinden de oluşturulabilir.
Yuvarlak Yan Taşlar
Baget Yan Taşlar
Trapez Yan Taşlar
Trialar
Tria konsepti en yeni mücevher şeklidir. 2003 senesinde başlayan tüketici iletişim programı ile tek taşlardan sonra ikinci bir klasik evlilik yüzüğü olmaya aday tria üç pırlanta konsepti şu günlerde en revaçta mücevherlerdir. Başta da belirttiğim gibi modern veya klasik hangi kişilikte olursanız olun tria üç pırlantalı evlilik yüzükleri eşinize olan aşkınızın dünü, bugünü ve yarınını ifade etmektedir.
Klasik Tria, Zümrüt Kesim Tria, Oval Kesim Tria
Altın mı? Platin mi? Beyaz altın mı?
Geleneksel ise yeşil altını seçin.
Modern istiyorsanız beyaz altını.
En iyisini istiyorsanız ve bütçenize uyuyorsa Platin Montürü seçin. (Platin altından çok daha sert ve taşların düşmemeleri için en iyi metallerdir. Altından daha pahalıdır.)
18K Yeşil 18K Beyaz 950K Platin
Platin mi yeşil mi beyaz mı diye düşünürken aklınıza eşinizin genelde ne renk takılar kullandığını getirmeye çalışın. Gümüş veya çelik takılardan hoşlanıyorsa beyaz altın veya platin, yaldızlı veya yeşil altın takılar takıyorsa da yeşil altını tercih edin
Unutmayın altın 14 veya 22 ayar da olabilir ama size pırlantalı mücevherlerde kesinlikle 18 ayar altını tavsiye ederim.
Bütçenize göre en iyi ve verimli taşı seçmek
IF VVS1 – VVS2 VS1 – VS2 SI1 – SI2 Pı – Pıı –Pııı
İçi kusursuz çok çok küçük lekeler Çok küçük lekeler küçük lekeler çıplak gözle görülen lekeler
Genelde sattığımız taşların çoğunluğunu G-H renklerinde ve VS1 – SI1 berraklığında taşlar oluştur. Bu aralıklar içinde müşterilerimiz kendi bütçelerine göre pırlantalarının büyüklüklerine karar verirler. Daha yüksek renkler (D-F) veya berraklıklar (IF-VVS) her zaman daha güzeldir ama bu farkları kullanıcıların fark etmeleri neredeyse olanaksızdır. Bu farkların anlaşılabilmesi için hem bir büyüteçe hem de bizlerle en az bir sene çalışmaya ihtiyacınız var. Ayrıca bu özelliklerde pırlantalar için biraz daha fazla para vermeniz gerekecektir. Bütçenize öncelikler ekleyin.4C kuralından sizin için en önemli olan ikisine göre seçiminizi yapın. Bunlara maden tercihlerinizi de ekleyin ve bir karara varın.
Her ne kadar bir çok kadın BÜYÜK (karat) pırlantalar istese de, ki bunda garip olan bir şey yoktur, belirli bir bütçede büyük bir taş için diğer C’lerden fedakarlık yapılabilir. Büyük olacak diye de az parlayan bir taş alınmamalıdır.
En son karar: Beyaz ve lekesine göre değişik fiyatlı taşlar arasından en büyüğünü, satın alabileceğiniz en büyüğünü (ağırını) seçin!!!
İyi mücevhercilerin hiç biri taş satmak için sizi kandırmaya çalışmazlar.
Biz de bu sayımızda pırlanta konusunu ele almaya karar verdik ve Kolej mezunu kuyumcularımızdan pırlanta alımı, kullanımı ve seçimi ile ilgili bilgiler aldık ve pırlanta seçimi kadar bakımı ve kullanımının da zor olduğunu öğrendik.
Pırlanta Satın Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Pırlanta hakkında bilgi vermeye öncelikle pırlantanın geçmişine inerek başlamak istiyorum. İlk ham elmas 2500 yıl önce Hindistan’da çıkarılmış. Modern elmas endüstrisi ise 19. yüzyılın sonlarına doğru Güney Afrika madenlerinin bulunmasıyla başlamış. Şu anda ham elmas üretiminin en büyük payına sahip olan ülkeler Botsvana, Rusya, Güney Afrika, Angola, Namibya, Avustralya ve Zaire’dir. Bunların yanı sıra ham elmas çıkarılan diğer ülkeler arasında Brezilya, Venezüella, Gine, Gana, Tanzanya, Çin, Endonezya ve Hindistan’da sayılabilir. Elmas kesimi pek çok yerde gerçekleştiriliyor. Bunların başlıca merkezleri Belçika, New York, İsrail ve Hindistan’dır.
Dünyadaki ham elmasların sınıflandırılması, değerlendirmesi ve satışa sunulması eski ismiyle De Beers yeni ismiyle DTC firması tarafından gerçekleştiriliyor. Bu firma ham elmasları tüketicilere değil, taşı işleyerek pırlantaya dönüştüren kesim merkezlerine ve üreticilere satmaktadır. Hiçbir pırlanta satıcısı benim taşlarım bu markadır gibi bir şey söyleyemez. Zira ham elmaslar kesime girip pırlanta şekline dönüştürüldükten ve satışa sunulduktan sonra o taşların ham halinin hangi firmaya ait olduğunu kimse bilemez.
Pırlantanın özelliklerine geldiğinizde ilk akla 4C özelliğini bilmemizde fayda vardır.
Cut: Kesim
Colour: Renk
Clarity: Berraklık
Carat Weight: Karat Ağırlığı
Cut (Kesim): Kesim 4C özelliklerinin en önemlisi çünkü pırlantanın verdiği ışık ve pırıltı tamamen tamamen kesiminin iyi olup olmadığı ile ilgilidir. Diğer özellikleri doğadan kaynaklanırken kesim özelliği pırlanta üzerinde insan eliyle yaratılan tek özelliğidir. Şekil kişinin zevkine bağlıdır. Yuvarlak kesimler, kesimler arasında en popüler olanıdır. Diğer kesimler arasında dikdörtgen zümrüt kesimi, damla, markiz, prenses, oval ve kalp kesim sayılabilir.
Colour (Renk): Pırlanta renkleri beyazın çeşitli tonlarından oluşur. Bir pırlanta ne kadar beyazsa o kadar değerlidir. Tabi ki bu değerleri belirleyecek olan tek faktör renk değildir. En nadir bulunan ve en beyaz olanlar D, E, F, ve G’dir, ancak pırlantaların büyük çoğunluğu beyaz ve çok hafif renkli beyaz olarak adlandırılan H-L renkleri arasındadır. M rengi ve altındakilerde gözle görülebilir sarımtırak bir renk tonu vardır. Ayrıca çok nadir bulunan pembe, mavi, yeşil, sarı ve diğer renkte görülebilir. Bunlara da Fantezi adı verilir.
Clarity (Berraklık): Bir pırlantanın berraklığı lekelerine bakılarak belirlenir. Hemen hemen her pırlantanın içinde pırlantayı oluşturan karbon kristalinin küçük izlerine rastlanır, ancak çıplak gözle görülemezler. Lekeler ancak çok kuvvetli mercek altında seçilebilir. Bir pırlantanın lekeleri ne denli az ise, taş da o kadar nadir bulunur.
Carat Weight (Karat Ağırlığı): Karat bir pırlantanın ağırlık ölçüsüdür. Bir karat 100 eşit puana bölünür. Yarım karat 50 puandır ve 0,50 ct şeklinde yazılır. Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı kesim, renk ve berraklık özelliklerinin farklı bileşimi nedeniyle aynı olmayabilir.
4C özelliklerini tek tek tanımladıktan sonra esas önemli olan, bir pırlantayı satın alırken en çok nelere dikkat etmeliyiz?
Mücevher işi doktorluk mesleği kadar özel bir meslektir. Bir insan doktoruna nasıl güveniyorsa mücevher aldığı kişiye de o kadar güvenmelidir. Çünkü insanlar bu mağazalara milyarlarca liralık mücevherlerini teslim ediyorlar.
İkinci önemli konu ise bu mesleği gerçekten bilen, bu işi anlayarak ve bilerek yapan kişilerden alışveriş yapılmalıdır. Çünkü maalesef ülkemizde herhangi bir toptancıdan 100 – 150 adet muhtelif pırlantalı mal satın alan herkes bir mücevher mağazası açabiliyor hatta bilgisayardan çıkartılan bir takım sertifikalarla da göz boyayabiliyorlar.
Dolayısıyla mücevher satın almadan önce malı satın alacağınız firmayı, o firmanın geçmişini, dürüstlüğünü ve bu işi ne kadar profesyonel yaptığından emin olmanız gerekir.
Şansal Mücevharat– Erol Şansal’ 81
İran Caddesi Karum İş Merkezi 21/ 65 Kavaklıdere Ankara
Tel: 428 35 46 Fax: 427 41 91
Takının Altın Çağı
Sevilen modelleriyle kişinin kıyafetini bütünlerken aynı zamanda aksesuar olarak; yaşam tarzını, zevkini maddi ve manevi anlamda zenginliğini vurgulayan… Ne kadar çok seçenek var takı olarak anılan, kullanılan: Kolye, küpe, yüzük, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, kravat iğnesi, rozet, hızma, halhal…
Bugün Türkiye dünya takı sektöründe tasarım ve satış alanında İtalya’dan sonra ikinci sırada. Sosyal yaşamda vazgeçilmez olacak yerini alan ve mücevher, beşikten mezara yaşam serüveninde Türk insanına mutlu günlerinde eşlik ediyor. Bebeğin dünyaya gelişi, sünnet, söz kesme, nişan, nikah, doğum günleri ve hatırlanması gereken tüm özel günlerde hep sizinle beraber…
Takıların Bakımı Nasıl Olmalıdır?
Takılar kullanılmadığı süre içerisinde, mümkün olduğu kadar kutularda muhafaza edilmeli. Doğrudan baskı kullanılmamalı, sert cisimlerle sürtünmemeli, asitli ortamlardan özellikle ter ve deodorantlardan uzak tutulmalı, su ve temizlik malzemeleriyle birebir teması engellenerek deformasyona uğratılmamalıdır. Belirli bir kullanım süresi sonunda takılar matlaşır, aşırı kullanıldığında ise çizilir, deformasyona uğrarlar.
Matlaşan ve leke yapan takıları sıcak su içine bir miktar sıvı deterjan ekleyerek eski bir diş fırçasıyla temizleyebilirsiniz. Böylece üzerindeki toz ve lekeler kaybolur. Bu şekilde giderilmeyen lekeler ve çizikler içinse takı alındığı firmaya veya herhangi bir kuyumcuya götürülerek ultra sonik yıkama makinelerinde temizletilmeli ya da polisaj makineleri ile cila yaptırılmalıdır.
Mücevher bakımında dikkat edilmesi gereken bir başka konu ise elmas taşlı takıların kesinlikle su ve başka bir sıvı maddeyle teması sağlanmamalıdır. Bu durum elmas işçiliğinde yapılan poyanın bozulmasını sağlar ve taşın görüntüsünü bozar. Ayrıca beyaz altın kullanılan mücevher takılarda, yaklaşık yılda bir kez kuyumcunuza götürerek rodaj yaptırırsanız, takınız ilk aldığınız zamanki parlaklığına dönüşür.
Hami Kuyumculuk – Mete Demirsoy ‘ 88
İran Caddesi Karum İş Merkezi 78 Kavaklıdere Ankara
Tel: 467 48 44
Evlilik Yüzüğü Rehberi
Bu rehber, almayı düşündüğünüz evlilik yüzüğü ile ilgili kuyumcuları gezerek vakit harcamanızı ve yorulmanızı önlemek için yazılmış bir rehberdir. Bu rehber aslında erkeklere özeldir, iki sebepten dolayı. Birincisi ülkemizde genelde tek taşları erkekler alır. İkincisi ise erkekler genelde alışveriş yapmayı pek iyi bilmediklerinden onların yükünü hafifletmek, biraz da onları bu konuda cesaretlendirmek için hazırlanmıştır.
Şimdi, 4 aşamalı bir karar verme sürecimiz var.
Montür seçimi ( Taşı tutan madenin şekli )
Ortasında olacak ve sizin ona aşkınızı tanımlayacak olan Pırlantanın seçimi
Yanlarına taş koyacak mıyız?
Yüzük hangi madenden yapılacak?
Birincisi ve en önemlisi eşinizin yüzük ölçüsü kaç numara? Yüzüklerin ölçülerini daha sonra da yaptırmak mümkündür ama bu tip detayları önceden sizin halletmiş olmanız eşinize, kendini özel hissettirecektir. Ama, ona bir yüzükle evlenme teklifi edecekseniz, ki bu bütün kadınların hayalidir, o zaman yüzük ölçüsünü bir şekilde almanız gerekmektedir.Mesela sol elinin yüzük parmağında kullandığı yüzüklerden bir tanesini, altın-gümüş fark etmez, ona fark ettirmeden alıp bir mücevhercide ölçtürebilirsiniz. Bir yol da, eğer çok geleneksel biriyseniz, eşinizin annesinden sizin için yüzük numarasını öğrenmesini isteyebilirsiniz.
Temelde 3 ana evlilik yüzüğü modeli vardır.
Geleneksel yüksek bir tektaş montür
Yan taşlı montürler
Trialar
Geleneksel Tektaş Montürler
Dört Tırnaklı Prenses
Pave kollu Tektaş
X tırnaklı Tektaş
Klasik altı tırnaklı
Yan Taşlı Montürler
Yan taşlar, tektaşları güçlendirmek ve daha zengin göstermek için kullanılır.Yan taşlar yuvarlak, baget , üçgen , oval gibi değişik elmas kesimlerinden de oluşturulabilir.
Yuvarlak Yan Taşlar
Baget Yan Taşlar
Trapez Yan Taşlar
Trialar
Tria konsepti en yeni mücevher şeklidir. 2003 senesinde başlayan tüketici iletişim programı ile tek taşlardan sonra ikinci bir klasik evlilik yüzüğü olmaya aday tria üç pırlanta konsepti şu günlerde en revaçta mücevherlerdir. Başta da belirttiğim gibi modern veya klasik hangi kişilikte olursanız olun tria üç pırlantalı evlilik yüzükleri eşinize olan aşkınızın dünü, bugünü ve yarınını ifade etmektedir.
Klasik Tria, Zümrüt Kesim Tria, Oval Kesim Tria
Altın mı? Platin mi? Beyaz altın mı?
Geleneksel ise yeşil altını seçin.
Modern istiyorsanız beyaz altını.
En iyisini istiyorsanız ve bütçenize uyuyorsa Platin Montürü seçin. (Platin altından çok daha sert ve taşların düşmemeleri için en iyi metallerdir. Altından daha pahalıdır.)
18K Yeşil 18K Beyaz 950K Platin
Platin mi yeşil mi beyaz mı diye düşünürken aklınıza eşinizin genelde ne renk takılar kullandığını getirmeye çalışın. Gümüş veya çelik takılardan hoşlanıyorsa beyaz altın veya platin, yaldızlı veya yeşil altın takılar takıyorsa da yeşil altını tercih edin
Unutmayın altın 14 veya 22 ayar da olabilir ama size pırlantalı mücevherlerde kesinlikle 18 ayar altını tavsiye ederim.
Bütçenize göre en iyi ve verimli taşı seçmek
IF VVS1 – VVS2 VS1 – VS2 SI1 – SI2 Pı – Pıı –Pııı
İçi kusursuz çok çok küçük lekeler Çok küçük lekeler küçük lekeler çıplak gözle görülen lekeler
Genelde sattığımız taşların çoğunluğunu G-H renklerinde ve VS1 – SI1 berraklığında taşlar oluştur. Bu aralıklar içinde müşterilerimiz kendi bütçelerine göre pırlantalarının büyüklüklerine karar verirler. Daha yüksek renkler (D-F) veya berraklıklar (IF-VVS) her zaman daha güzeldir ama bu farkları kullanıcıların fark etmeleri neredeyse olanaksızdır. Bu farkların anlaşılabilmesi için hem bir büyüteçe hem de bizlerle en az bir sene çalışmaya ihtiyacınız var. Ayrıca bu özelliklerde pırlantalar için biraz daha fazla para vermeniz gerekecektir. Bütçenize öncelikler ekleyin.4C kuralından sizin için en önemli olan ikisine göre seçiminizi yapın. Bunlara maden tercihlerinizi de ekleyin ve bir karara varın.
Her ne kadar bir çok kadın BÜYÜK (karat) pırlantalar istese de, ki bunda garip olan bir şey yoktur, belirli bir bütçede büyük bir taş için diğer C’lerden fedakarlık yapılabilir. Büyük olacak diye de az parlayan bir taş alınmamalıdır.
En son karar: Beyaz ve lekesine göre değişik fiyatlı taşlar arasından en büyüğünü, satın alabileceğiniz en büyüğünü (ağırını) seçin!!!
İyi mücevhercilerin hiç biri taş satmak için sizi kandırmaya çalışmazlar.
ALTININ YERİNİ PIRLANTA ALDI, PAZAR İKİYE KATLADI
4 Aralık 2006Demet CENGİZ BİLGİN Dünyada 68 milyar dolar büyüklüğündeki pırlantalı mücevher pazarı, Türkiye’de 2002 yılından bu yana neredeyse, ikiye katlandı. 2005’te yüzde 25 büyüme ile 810 milyon dolar büyüklüğe ulaşan Türkiye pırlanta pazarının 2006’da ise yüzde 10 büyümesi bekleniyor.
Büyümeyi tetikleyen en önemli etken olarak ise altından pırlantaya geçiş gösteriliyor.
DÜNYADA 68 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan pırlantalı mücevher pazarı, Türkiye’de 2002 yılından bu yana neredeyse, ikiye katlandı. 2005’te yüzde 25 büyüme ile 810 milyon dolar büyüklüğe ulaşan Türkiye pırlanta pazarının 2006’da yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Büyümeyi tetikleyen en önemli etken olarak ise altından pırlantaya geçiş gösteriliyor. De Beers Grubu’nun pazarlama ve satış kolu DTC’nin Pırlanta Bilgi Merkezi Türkiye Müdürü Şebnem Balkan, Türkiye’nin DTC’nin faaliyette olduğu 16 ülke arasında 10’uncu sırada yer aldığını söyledi.
SADECE PIRLANTA: Türk pırlantalı mücevher pazarının perakende satış değerinin 810 milyon dolar civarında olduğuna değinen Balkan, "Ancak sadece mücevherin üzerindeki pırlantanın değerine bakarsak pazar 419 milyon dolar büyüklüğünde" dedi. Türk pırlantalı mücevher pazarının son 5 yılda çok hızlı bir büyüme trendine girdiğini belirten Balkan, 2005’te ekonomideki olumlu gelişmelerle pazarın yaklaşık yüzde 25 büyüdüğünü tahmin ettiklerini, 2006 için ise yüzde 10’luk bir büyüme öngördüklerini kaydetti.
ALTINDAN HIZLI: Pırlantalı mücevher pazarının altın pazarına göre çok daha hızlı bir büyüme trendine girdiğini vurgulayan Balkan, "Sektörde çok ciddi markalaşma yatırımları yapıldı ve bu yapılmaya devam ediyor. Marka ve kurumsallaşma yatırımlarının artmasıyla birlikte birçok altın firması bizim de desteğimizle pırlantalı mücevher üretimine girdiler. Birçok altın firması şu anda pırlantaya odaklanmayı tercih ediyor" diye konuştu.
BÜYÜK İHRACATÇI: Türkiye’nin dünyada İtalya’dan sonra en büyük ikinci mücevher ihracatçısı olduğuna değinen Balkan şunları söyledi: "Türkiye ayrıca Çin ve Hindistan’dan sonra da üçüncü en büyük mücevher üreticisi. DTC olarak yeni konseptimiz Lava - Aşkın Enerjisi ile pırlantalı mücevher pazarını 2007 yılında çok büyüteceğimize inanıyoruz. Lava konseptini hem kadın ve hem erkeklerce çok beğendi. Lava’nın konsept tasarımı tamamen ilk kez Türkiye’de gerçekleştirildi."
HAM ELMAS SATIYORUZ: DTC’nin ham elmas sattığını hatırlatan Balkan, Türkiye’de ham elmas kesim ve işleme endüstrisi mevcut olmadığından, Türkiye’ye direkt satış yapmadıklarını dile getirdi. Balkan "Ancak bizim DTC’nin müşterilerinden pırlanta alan çok sayıda toptancı ve perakendeci firma var. Bunu tam olarak takip edemeyiz ama Türkiye’deki pırlantaların yaklaşık yarısının DTC’ye ait olduğunu hesaplıyoruz" dedi.
6.5 MİLYAR CİRO: 2005 yılında De Beers Grubu’nun 6.5 milyar dolar ciro ve 554 milyon dolar net kár elde ettiğini hatırlatan Baykan şöyle konuştu: "2005’te üretilen ham elmasların toplam değeri yaklaşık 12.6 milyar dolar. De Beers Grubu’nun ne kadar büyük olduğu ortada. En büyük pazarımız ABD. Ardından Japonya, İtalya, Körfez Ülkeleri, Hindistan, Tayvan, Fransa, Çin, Hong Kong, Türkiye, İngiltere, İspanya, Tayland, Kanada geliyor. 2007’de Çin Hindistan gibi gelişmekte olan pazarlara daha fazla odaklanmak için Kanada, İspanya gibi daha küçük pazarlardaki faaliyetleri bitireceğiz."
Kadın takmayı, erkek hediye etmeyi seviyor
DE Beers Grubu’nun pazarlama ve satış şirketi DTC’nin yaptığı araştırmaya göre Türk erkeği sevdiği kadına pırlantalı mücevher vermek istiyor. Türk kadını ne kadar pırlantalı mücevher arzu ediyorsa erkek de o kadar hediye etmeyi istiyor. Kadınlar kendilerine verilmesini istedikleri armağanların başında pırlantalı mücevherleri sıralıyor. Türk erkeği de duygularını ifade etmekte zorlandığında pırlantayı sevgilerinin bir sembolü olarak sunuyor.
Büyümeyi tetikleyen en önemli etken olarak ise altından pırlantaya geçiş gösteriliyor.
DÜNYADA 68 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan pırlantalı mücevher pazarı, Türkiye’de 2002 yılından bu yana neredeyse, ikiye katlandı. 2005’te yüzde 25 büyüme ile 810 milyon dolar büyüklüğe ulaşan Türkiye pırlanta pazarının 2006’da yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Büyümeyi tetikleyen en önemli etken olarak ise altından pırlantaya geçiş gösteriliyor. De Beers Grubu’nun pazarlama ve satış kolu DTC’nin Pırlanta Bilgi Merkezi Türkiye Müdürü Şebnem Balkan, Türkiye’nin DTC’nin faaliyette olduğu 16 ülke arasında 10’uncu sırada yer aldığını söyledi.
SADECE PIRLANTA: Türk pırlantalı mücevher pazarının perakende satış değerinin 810 milyon dolar civarında olduğuna değinen Balkan, "Ancak sadece mücevherin üzerindeki pırlantanın değerine bakarsak pazar 419 milyon dolar büyüklüğünde" dedi. Türk pırlantalı mücevher pazarının son 5 yılda çok hızlı bir büyüme trendine girdiğini belirten Balkan, 2005’te ekonomideki olumlu gelişmelerle pazarın yaklaşık yüzde 25 büyüdüğünü tahmin ettiklerini, 2006 için ise yüzde 10’luk bir büyüme öngördüklerini kaydetti.
ALTINDAN HIZLI: Pırlantalı mücevher pazarının altın pazarına göre çok daha hızlı bir büyüme trendine girdiğini vurgulayan Balkan, "Sektörde çok ciddi markalaşma yatırımları yapıldı ve bu yapılmaya devam ediyor. Marka ve kurumsallaşma yatırımlarının artmasıyla birlikte birçok altın firması bizim de desteğimizle pırlantalı mücevher üretimine girdiler. Birçok altın firması şu anda pırlantaya odaklanmayı tercih ediyor" diye konuştu.
BÜYÜK İHRACATÇI: Türkiye’nin dünyada İtalya’dan sonra en büyük ikinci mücevher ihracatçısı olduğuna değinen Balkan şunları söyledi: "Türkiye ayrıca Çin ve Hindistan’dan sonra da üçüncü en büyük mücevher üreticisi. DTC olarak yeni konseptimiz Lava - Aşkın Enerjisi ile pırlantalı mücevher pazarını 2007 yılında çok büyüteceğimize inanıyoruz. Lava konseptini hem kadın ve hem erkeklerce çok beğendi. Lava’nın konsept tasarımı tamamen ilk kez Türkiye’de gerçekleştirildi."
HAM ELMAS SATIYORUZ: DTC’nin ham elmas sattığını hatırlatan Balkan, Türkiye’de ham elmas kesim ve işleme endüstrisi mevcut olmadığından, Türkiye’ye direkt satış yapmadıklarını dile getirdi. Balkan "Ancak bizim DTC’nin müşterilerinden pırlanta alan çok sayıda toptancı ve perakendeci firma var. Bunu tam olarak takip edemeyiz ama Türkiye’deki pırlantaların yaklaşık yarısının DTC’ye ait olduğunu hesaplıyoruz" dedi.
6.5 MİLYAR CİRO: 2005 yılında De Beers Grubu’nun 6.5 milyar dolar ciro ve 554 milyon dolar net kár elde ettiğini hatırlatan Baykan şöyle konuştu: "2005’te üretilen ham elmasların toplam değeri yaklaşık 12.6 milyar dolar. De Beers Grubu’nun ne kadar büyük olduğu ortada. En büyük pazarımız ABD. Ardından Japonya, İtalya, Körfez Ülkeleri, Hindistan, Tayvan, Fransa, Çin, Hong Kong, Türkiye, İngiltere, İspanya, Tayland, Kanada geliyor. 2007’de Çin Hindistan gibi gelişmekte olan pazarlara daha fazla odaklanmak için Kanada, İspanya gibi daha küçük pazarlardaki faaliyetleri bitireceğiz."
Kadın takmayı, erkek hediye etmeyi seviyor
DE Beers Grubu’nun pazarlama ve satış şirketi DTC’nin yaptığı araştırmaya göre Türk erkeği sevdiği kadına pırlantalı mücevher vermek istiyor. Türk kadını ne kadar pırlantalı mücevher arzu ediyorsa erkek de o kadar hediye etmeyi istiyor. Kadınlar kendilerine verilmesini istedikleri armağanların başında pırlantalı mücevherleri sıralıyor. Türk erkeği de duygularını ifade etmekte zorlandığında pırlantayı sevgilerinin bir sembolü olarak sunuyor.
Pırlanta takmanın altı önemli kuralı
Avize ya da uzun küpeler, broşlar, saça iliştirilen mücevherler, zincirler ve sağ ele takılan yüzükler, bu yılki pırlanta modasının temel taşları.
Pırlanta takılar, günlük kıyafetlerle özgür bir biçimde, günün her saatinde kullanılıyor. Zaten pırlanta artık aşık olunan erkeğin sunduğu ve kendini sevdiğine adamanın simgesi olmaktan da çıktı; moda haline geldi. Pırlanta takmanın hatası olmaz ama ünlü mücevher markası De Beers Grubu'nun satış ve pazarlama kolu DTC bünyesindeki Pırlanta Bilgi Merkezi, bu yılki ödül törenlerine kesinlikle damgasını vuracak altı pırlanta modasını belirledi. İri avize küpeler, broşlar, saça takılan mücevherler, uzun küpeler, zincirler ve sağ ele takılan yüzükler bu yılki modanın ana hatları. Pırlanta modasında da hissettiğimiz "vintage" (eski görüntülü) etkisi taşıyan klasikle modernin karışımı bir tarz da dikkat çekiyor.
1. İri avize küpeler
Avize küpelerin ortadan kalktığını düşünürken onlar daha da iri olarak geri döndü. En az üç sıra mücevherli tasarımdan oluşan ve omuza yaklaştıkça genişleyen küpeler olarak tanımlanan büyük avize pırlanta küpeler, mücevher dünyasındaki en büyük trend olmaya aday. Kırmızı halıda sık sık görmeye alışık olduğumuz avize küpeler, Jennifer Aniston, Sharon Stone ve Cate Blanchett gibi yıldızların kulaklarını süslüyor. Bu küpeler, resmi davetlerde baş döndürücü aksesuar olmalarının yanı sıra gündelik giysilerle de çok rahat kullanılabilir.
2. Broşlar
Büyükannenizin kullandığı broşlar artık geçmişte kaldı! "Vintage" ve modern tarzların bir arada uygulandığı yeni broşlar, zevkle kullanabileceğiniz ışıltı saçan mücevherler olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik artık sadece tayyörlere de takılmıyor. Pop yıldızı Beyonce Knowles elbisesinin sırtına, oyuncu Sarah Jessica Parker ise saçına taktığı pırlanta broşla kendilerine özgü tarzlarını sergiledi. Pırlanta broşu sevenler arasında Gwen Stefani de var. Stefani, Hollywood'un eski günlerini çağrıştıran, seksi ve sofistike bir tarz için zarif pırlanta broşlar kullanıyor.
3. Saçlardaki ışıltı
Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da pırlanta saç tokaları, taçlar ve ışıldayan pırlanta broşlar takmak sinema dünyasında çok moda! Kullandığı pırlanta mücevherlerin sayısı ve güzelliğiyle her zaman etrafındakileri büyüleyen Jennifer Lopez, Marc Anthony ile kısa süre önce kıyılan nikahında taktığı ince işçilikli pırlanta iki saç tokasıyla yine herkesi etkiledi. Pırlanta saç tokaları, zarifliğin ve tarz sahibi olmanın göstergesi... Bizden söylemesi!
4. Uzun küpeler
Çıplak boyna doğru sallanan bir çift uzun pırlanta küpenin "şelale etkisi" muhteşem bir zarafetin simgesi. Uzun pırlanta küpeler, Hollywood'un klasik tarzını benimseyen genç yıldızlarının şık seçimleri arasında yer alıyor. Liv Tyler, düz kesimli siyah elbisesini omuza kadar inen, uzun küpeleriyle tamamlarken, Julia Roberts da kırmızı halının üzerinde göz kamaştıran pırlanta küpeleriyle yürüyenler arasında...
5. Zincirler
Boyna kat kat dolanan, zarif, sarkan bol pırlanta zincirler Hollywood'un altın çağını çağrıştıran "Vintage" bir görünüm etkisi yaratıyor. Catherine Zeta Jones, Jennifer Lopez gibi şık ve zarif yıldızlar ışıl ışıl, kat kat dolanan pırlanta zincirler takıyor.
6. Sağ el yüzükleri
Son zamanlarda pırlanta, bir kadının bağımsızlığını ve refahını simgelemeye başladı. Özellikle sağ ele takılan yüzüklerle... Jennifer Aniston, Debra Messing ve pırlanta mücevher konusunda her zaman modayı belirleyenlerden biri olan Sarah Jessica Parker gibi yıldızlar sağ ele yüzük takma konusunda öncü. Sağ ele takılan pırlanta yüzükler, çiçek biçimlerinden romantik, geometrik ya da modern tasarımlara kadar çok çeşitli seçeneklerle sunuluyor. Halle Berry ve Salma Hayek gibi modern, güçlü kadın yıldızlar, sağ ellerine taktıkları pırlanta yüzüklerle zarif, ifadeli ellerine daha da ışıltı katıyor.
Pırlanta takılar, günlük kıyafetlerle özgür bir biçimde, günün her saatinde kullanılıyor. Zaten pırlanta artık aşık olunan erkeğin sunduğu ve kendini sevdiğine adamanın simgesi olmaktan da çıktı; moda haline geldi. Pırlanta takmanın hatası olmaz ama ünlü mücevher markası De Beers Grubu'nun satış ve pazarlama kolu DTC bünyesindeki Pırlanta Bilgi Merkezi, bu yılki ödül törenlerine kesinlikle damgasını vuracak altı pırlanta modasını belirledi. İri avize küpeler, broşlar, saça takılan mücevherler, uzun küpeler, zincirler ve sağ ele takılan yüzükler bu yılki modanın ana hatları. Pırlanta modasında da hissettiğimiz "vintage" (eski görüntülü) etkisi taşıyan klasikle modernin karışımı bir tarz da dikkat çekiyor.
1. İri avize küpeler
Avize küpelerin ortadan kalktığını düşünürken onlar daha da iri olarak geri döndü. En az üç sıra mücevherli tasarımdan oluşan ve omuza yaklaştıkça genişleyen küpeler olarak tanımlanan büyük avize pırlanta küpeler, mücevher dünyasındaki en büyük trend olmaya aday. Kırmızı halıda sık sık görmeye alışık olduğumuz avize küpeler, Jennifer Aniston, Sharon Stone ve Cate Blanchett gibi yıldızların kulaklarını süslüyor. Bu küpeler, resmi davetlerde baş döndürücü aksesuar olmalarının yanı sıra gündelik giysilerle de çok rahat kullanılabilir.
2. Broşlar
Büyükannenizin kullandığı broşlar artık geçmişte kaldı! "Vintage" ve modern tarzların bir arada uygulandığı yeni broşlar, zevkle kullanabileceğiniz ışıltı saçan mücevherler olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik artık sadece tayyörlere de takılmıyor. Pop yıldızı Beyonce Knowles elbisesinin sırtına, oyuncu Sarah Jessica Parker ise saçına taktığı pırlanta broşla kendilerine özgü tarzlarını sergiledi. Pırlanta broşu sevenler arasında Gwen Stefani de var. Stefani, Hollywood'un eski günlerini çağrıştıran, seksi ve sofistike bir tarz için zarif pırlanta broşlar kullanıyor.
3. Saçlardaki ışıltı
Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da pırlanta saç tokaları, taçlar ve ışıldayan pırlanta broşlar takmak sinema dünyasında çok moda! Kullandığı pırlanta mücevherlerin sayısı ve güzelliğiyle her zaman etrafındakileri büyüleyen Jennifer Lopez, Marc Anthony ile kısa süre önce kıyılan nikahında taktığı ince işçilikli pırlanta iki saç tokasıyla yine herkesi etkiledi. Pırlanta saç tokaları, zarifliğin ve tarz sahibi olmanın göstergesi... Bizden söylemesi!
4. Uzun küpeler
Çıplak boyna doğru sallanan bir çift uzun pırlanta küpenin "şelale etkisi" muhteşem bir zarafetin simgesi. Uzun pırlanta küpeler, Hollywood'un klasik tarzını benimseyen genç yıldızlarının şık seçimleri arasında yer alıyor. Liv Tyler, düz kesimli siyah elbisesini omuza kadar inen, uzun küpeleriyle tamamlarken, Julia Roberts da kırmızı halının üzerinde göz kamaştıran pırlanta küpeleriyle yürüyenler arasında...
5. Zincirler
Boyna kat kat dolanan, zarif, sarkan bol pırlanta zincirler Hollywood'un altın çağını çağrıştıran "Vintage" bir görünüm etkisi yaratıyor. Catherine Zeta Jones, Jennifer Lopez gibi şık ve zarif yıldızlar ışıl ışıl, kat kat dolanan pırlanta zincirler takıyor.
6. Sağ el yüzükleri
Son zamanlarda pırlanta, bir kadının bağımsızlığını ve refahını simgelemeye başladı. Özellikle sağ ele takılan yüzüklerle... Jennifer Aniston, Debra Messing ve pırlanta mücevher konusunda her zaman modayı belirleyenlerden biri olan Sarah Jessica Parker gibi yıldızlar sağ ele yüzük takma konusunda öncü. Sağ ele takılan pırlanta yüzükler, çiçek biçimlerinden romantik, geometrik ya da modern tasarımlara kadar çok çeşitli seçeneklerle sunuluyor. Halle Berry ve Salma Hayek gibi modern, güçlü kadın yıldızlar, sağ ellerine taktıkları pırlanta yüzüklerle zarif, ifadeli ellerine daha da ışıltı katıyor.
Micra’dan tek taş pırlanta yüzük hediye
Micra alan herkesin ayaklarını yerden kesecek bir kampanya düzenledi.
Nissan, tasarımı ve pratik kullanımı nedeni ile bayanların gözdesi haline gelen Micra için düzenlediği kampanyada, Micra alan herkese tek taş pırlanta yüzük hediye ediyor.
Tavsiye edilen satış fiyatı 1000 USD değerinde Zen marka tek taş’a sahip olmak için, 5-30 Eylül 2007 tarihleri arasında bir Nissan Bayi’sinden istediğiniz Micra’yı almanız yeterli.
Micra bu kampanya ile bayanların ayaklarını iki kez yerden kesiyor.
Nissan, tasarımı ve pratik kullanımı nedeni ile bayanların gözdesi haline gelen Micra için düzenlediği kampanyada, Micra alan herkese tek taş pırlanta yüzük hediye ediyor.
Tavsiye edilen satış fiyatı 1000 USD değerinde Zen marka tek taş’a sahip olmak için, 5-30 Eylül 2007 tarihleri arasında bir Nissan Bayi’sinden istediğiniz Micra’yı almanız yeterli.
Micra bu kampanya ile bayanların ayaklarını iki kez yerden kesiyor.
PIRLANTA ALIRKEN BİLMENİZ GEREKENLER
Pırlanta alırken bilmeniz gerekenler
Pırlanta Bilezik Alyans KolyeÖncelikle pırlantaya mutlu günleriniz için ödeme yaptığınızda bir "lüks" satın aldığınızı bilmeniz gerekir. Tüm dünyada milyonlarca çift birbirlerine olan sevgilerini ifade etmek etmek için pırlantayı tercih ederler. Çok çeşitli taş seçeneklerinden bütçelerine ve zevklerine göre bir tanesi onların aşkını ifade edecektir ve üzerinde maddi değerinin yanında manevi değeri de yıllar boyunca kalacaktır.
Neden Pırlanta?
Pırlanta tüm hayat boyunca aşkın harika bir sembolü olarak kalır. Duygularınızın yanında, nasıl bir pırlanta satın alacağınıza iyi karar vermeniz gerekir. Minimum bir ay iyice araştırma yapın. Güvenilir bir yerden pırlantanızı seçmeniz yerinde bir karar olacaktır. Ev ve arabadan sonra pırlanta, satın alınabilecek en değerli hediyedir.
4C (Carat weight, Clarity, Color, Cut) nedir?
Kaliteli bir pırlanta seçerken göz önünde bulundurmanız gereken 4 ana özellik vardır. 4C olarak adlandırılan bu ölçüler Karat Ağırlığı (Carat weight), Berraklık (Clarity), Renk (Color), Kesim (Cut) şeklindedir.
Karat ağırlığı (Carat weight)
Karat pırlantanın ağırlığına göre tespit edilir. 1 karat yaklaşık 200 miligramdır. Mücevher sektöründe satışı ağırlıkta olan pırlanta 1 karattan azdır. Bu da puanla pelirlenir. 1 karat 100 puan olarak belirlenir. Yarım karat 50 puandır ve 0.50 ct şeklinde yazılır. Aşağıda pırlantaların birebir büyüklükleri ve karat numaraları gösterilmiştir.
Bir taşın ağırlığı ile büyüklüğünü karıştırmamanız gerekir. Diğer taşların tespitinte kullanılan karat miktarları ile pırlantanın karat ölçüsü farklı olacaktır. Çünkü farklı minerallerin farklı yoğunlukları vardır. Bunun yanında aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı berraklık, renk ve kesime göre aynı olmayacaktır.
Pırlanta alırken en büyük pırlantanın en iyisi olacağı düşüncesinden kesinlikle kurtulmanız gerekir. Bir pırlantanın değeri büyüklüğüne göre değil aşağıda ayrıntısıyla belirleyeceğimiz 4C özelliğine göre belirlenir. 4C özelliğini ne kadar iyi bilirseniz alacağınız pırlantayı o kadar iyi tanımış olursunuz.
Renk (Color)
Renk özelliği bir pırlantanın sarılığına göre ölçülür. En kıymetli pırlanta renksiz olanıdır ve çok pahalıdır. Nadir bulunurlar. G.I.A (The Gemological Institute of America, http://www.gia.edu )'nın tablosuna göre, Alfabetik sıra ile D'den W'ya kadar olan harfler pırlantanın renk oranını gösterir.
En nadir bulunan ve en beyaz olanlar D,E,F ve G'dir. Ama çoğunlukla pırlantalar H ve L arasındadır. M ve Z arasındaki pırlantalarda ise gözle görülür bir sarı tonu vardır. Alacağınız pırlantanın rengini anlamak için colorimetre'den bir çıktısını isteyin. Diğer pırlantalarla karşılaştırın ve sertifikasının doğru olduğundan emin olun.
Berraklik (Clarity)
Bir pırlantanın berraklığı "doğanın parmak izleri" olarak adlandırılan lekelerine bakılarak belirlenir. Çoğu pırlantada karbon kristalinin oluşturduğu izler vardır. Bu karbon kristaller azaldıkça pırlantanın berraklığı artacak bu da fiyatının artmasına sebep olacaktır. Aşağıdaki tabloda sağdan sola doğru pırlantanın değeri artar.
En solda yer alan FL , pırlanta tamamen berrak demektir ve doğada çok ender bulunur. Pırlantının lekeleri ancak çok kuvvetli mercekler altında gözle görülebilir. Tabloda da gördüğünüz gibi FL'den P1-P2-P3e doğru lekeler artmaktadır.
Pırlanta fiyatlarında 4C çok önemli bir rol oynar. Kesimin ve renklerin yanında yukarıda gördüğünüz tabloda berraklık da pırlantanın fiyatını çok etkiler. VVS1-VVS2 ve VS1-VS2 arasında gözle görülebilir bir fark yoktur. Bu fark sadece 10X mikroskobuyla görüleceğinden iki pırlanta arasında yüksek fiyat farkı ödemenize hiç gerek yok. Eğer pırlantanız Zümrüt ya da Baget kesim olacaksa beraklık seviyesinin SI1'den fazla olması her zaman iyidir. Çünkü baget kesimde lekeler diğer kesim şekillerinden daha belirgin olarak gözükür.
Kesim (Cut)
Kesim 4C özellikleri arasında en önemli olanıdır. Pırlantanın parlaklığı ve ışıltısı kesimin kalitesine bağlıdır. Diğer 4C özellikleri doğaya bağlıdır ama kesim özelliği insanın elindedir. Kesimin özelliklerini daha yakından inceleyelim:
İki temel kesim şekli vardır. Baget ve Zümrüt kesim.
Baget kesim taşın eni ve boyu doğrultusunda paralel fasetlerden (ışığı yansıtan açılı yüzey) oluşur. Eğer taşın köşeleri yuvarlak fasetlerle kesilirse baget kesim zümrüt kesime dönüşür. Brilliant yuvarlak kesim üçgen fasetlerden oluşur . Modern ve popüler brilliant kesimi 58 üçgen fasetden (33'ü taşın üzt kısmında 25'i altında) oluşur.
Eğer çok parlak ve ışıltılı bir pırlantaya sahip olmak istiyorsanız seçimiz brilliant yuvarlak kesim olsun. Eğer daha sade ve şık bir pırlanta istiyorsanız Baget kesimi tercih edin.
Kesim 4C'nin en az anlaşılan ama en önemli olan özelliğidir. Yanlış ya da bozuk kesimli bir pırlanta kısa ömürlü ve değersizir.Eğer en çok parlayan ve gösterişli olan pırlantayı almak istiyorsanız, yuvarlak kesimi almalısınız. Simetrileri dolayısıyla diğer kesimler yuvarlak kesim kadar çok parlamayacaktır.
Pırlantanın Şekli:
Şekil, onu oluşturan kişinin zevkine bağlıdır. Bir çok kesim arasında popüler olarak kullanılanı yuvarlak kesimdir. Aşağıda diğer kesim şekillerini görebilirsiniz.
Eğer pırlantayı yatırım yapmak için almayacaksanız en hoşunuza giden şekli almalısınız, aksi halde size brilliant yuvarlak kesimi tavsiye ederiz.
Ünlü pırlanta eksperi Saul Spero 25 yılını pırlanta alan insanlarla yaptığı araştırmalar sonucu hangi karakterdeki bir kadının hangi şekilde ki pırlantayı tercih ettiğini şöyle açıklıyor:
Şekil Karakter
Ailesine bağlı, güvenilir, sakin
Yaratıcı, düzenli, fırsatları değerlendiren.
Duygusal, feminen, hassas.
Disiplinli , muhafazakar, dürüst.
Dışadönük, agresif, yaratıcı, iş kadını.
Nazik, saygılı, uyumlu.
Pırlanta Bilezik Alyans KolyeÖncelikle pırlantaya mutlu günleriniz için ödeme yaptığınızda bir "lüks" satın aldığınızı bilmeniz gerekir. Tüm dünyada milyonlarca çift birbirlerine olan sevgilerini ifade etmek etmek için pırlantayı tercih ederler. Çok çeşitli taş seçeneklerinden bütçelerine ve zevklerine göre bir tanesi onların aşkını ifade edecektir ve üzerinde maddi değerinin yanında manevi değeri de yıllar boyunca kalacaktır.
Neden Pırlanta?
Pırlanta tüm hayat boyunca aşkın harika bir sembolü olarak kalır. Duygularınızın yanında, nasıl bir pırlanta satın alacağınıza iyi karar vermeniz gerekir. Minimum bir ay iyice araştırma yapın. Güvenilir bir yerden pırlantanızı seçmeniz yerinde bir karar olacaktır. Ev ve arabadan sonra pırlanta, satın alınabilecek en değerli hediyedir.
4C (Carat weight, Clarity, Color, Cut) nedir?
Kaliteli bir pırlanta seçerken göz önünde bulundurmanız gereken 4 ana özellik vardır. 4C olarak adlandırılan bu ölçüler Karat Ağırlığı (Carat weight), Berraklık (Clarity), Renk (Color), Kesim (Cut) şeklindedir.
Karat ağırlığı (Carat weight)
Karat pırlantanın ağırlığına göre tespit edilir. 1 karat yaklaşık 200 miligramdır. Mücevher sektöründe satışı ağırlıkta olan pırlanta 1 karattan azdır. Bu da puanla pelirlenir. 1 karat 100 puan olarak belirlenir. Yarım karat 50 puandır ve 0.50 ct şeklinde yazılır. Aşağıda pırlantaların birebir büyüklükleri ve karat numaraları gösterilmiştir.
Bir taşın ağırlığı ile büyüklüğünü karıştırmamanız gerekir. Diğer taşların tespitinte kullanılan karat miktarları ile pırlantanın karat ölçüsü farklı olacaktır. Çünkü farklı minerallerin farklı yoğunlukları vardır. Bunun yanında aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı berraklık, renk ve kesime göre aynı olmayacaktır.
Pırlanta alırken en büyük pırlantanın en iyisi olacağı düşüncesinden kesinlikle kurtulmanız gerekir. Bir pırlantanın değeri büyüklüğüne göre değil aşağıda ayrıntısıyla belirleyeceğimiz 4C özelliğine göre belirlenir. 4C özelliğini ne kadar iyi bilirseniz alacağınız pırlantayı o kadar iyi tanımış olursunuz.
Renk (Color)
Renk özelliği bir pırlantanın sarılığına göre ölçülür. En kıymetli pırlanta renksiz olanıdır ve çok pahalıdır. Nadir bulunurlar. G.I.A (The Gemological Institute of America, http://www.gia.edu )'nın tablosuna göre, Alfabetik sıra ile D'den W'ya kadar olan harfler pırlantanın renk oranını gösterir.
En nadir bulunan ve en beyaz olanlar D,E,F ve G'dir. Ama çoğunlukla pırlantalar H ve L arasındadır. M ve Z arasındaki pırlantalarda ise gözle görülür bir sarı tonu vardır. Alacağınız pırlantanın rengini anlamak için colorimetre'den bir çıktısını isteyin. Diğer pırlantalarla karşılaştırın ve sertifikasının doğru olduğundan emin olun.
Berraklik (Clarity)
Bir pırlantanın berraklığı "doğanın parmak izleri" olarak adlandırılan lekelerine bakılarak belirlenir. Çoğu pırlantada karbon kristalinin oluşturduğu izler vardır. Bu karbon kristaller azaldıkça pırlantanın berraklığı artacak bu da fiyatının artmasına sebep olacaktır. Aşağıdaki tabloda sağdan sola doğru pırlantanın değeri artar.
En solda yer alan FL , pırlanta tamamen berrak demektir ve doğada çok ender bulunur. Pırlantının lekeleri ancak çok kuvvetli mercekler altında gözle görülebilir. Tabloda da gördüğünüz gibi FL'den P1-P2-P3e doğru lekeler artmaktadır.
Pırlanta fiyatlarında 4C çok önemli bir rol oynar. Kesimin ve renklerin yanında yukarıda gördüğünüz tabloda berraklık da pırlantanın fiyatını çok etkiler. VVS1-VVS2 ve VS1-VS2 arasında gözle görülebilir bir fark yoktur. Bu fark sadece 10X mikroskobuyla görüleceğinden iki pırlanta arasında yüksek fiyat farkı ödemenize hiç gerek yok. Eğer pırlantanız Zümrüt ya da Baget kesim olacaksa beraklık seviyesinin SI1'den fazla olması her zaman iyidir. Çünkü baget kesimde lekeler diğer kesim şekillerinden daha belirgin olarak gözükür.
Kesim (Cut)
Kesim 4C özellikleri arasında en önemli olanıdır. Pırlantanın parlaklığı ve ışıltısı kesimin kalitesine bağlıdır. Diğer 4C özellikleri doğaya bağlıdır ama kesim özelliği insanın elindedir. Kesimin özelliklerini daha yakından inceleyelim:
İki temel kesim şekli vardır. Baget ve Zümrüt kesim.
Baget kesim taşın eni ve boyu doğrultusunda paralel fasetlerden (ışığı yansıtan açılı yüzey) oluşur. Eğer taşın köşeleri yuvarlak fasetlerle kesilirse baget kesim zümrüt kesime dönüşür. Brilliant yuvarlak kesim üçgen fasetlerden oluşur . Modern ve popüler brilliant kesimi 58 üçgen fasetden (33'ü taşın üzt kısmında 25'i altında) oluşur.
Eğer çok parlak ve ışıltılı bir pırlantaya sahip olmak istiyorsanız seçimiz brilliant yuvarlak kesim olsun. Eğer daha sade ve şık bir pırlanta istiyorsanız Baget kesimi tercih edin.
Kesim 4C'nin en az anlaşılan ama en önemli olan özelliğidir. Yanlış ya da bozuk kesimli bir pırlanta kısa ömürlü ve değersizir.Eğer en çok parlayan ve gösterişli olan pırlantayı almak istiyorsanız, yuvarlak kesimi almalısınız. Simetrileri dolayısıyla diğer kesimler yuvarlak kesim kadar çok parlamayacaktır.
Pırlantanın Şekli:
Şekil, onu oluşturan kişinin zevkine bağlıdır. Bir çok kesim arasında popüler olarak kullanılanı yuvarlak kesimdir. Aşağıda diğer kesim şekillerini görebilirsiniz.
Eğer pırlantayı yatırım yapmak için almayacaksanız en hoşunuza giden şekli almalısınız, aksi halde size brilliant yuvarlak kesimi tavsiye ederiz.
Ünlü pırlanta eksperi Saul Spero 25 yılını pırlanta alan insanlarla yaptığı araştırmalar sonucu hangi karakterdeki bir kadının hangi şekilde ki pırlantayı tercih ettiğini şöyle açıklıyor:
Şekil Karakter
Ailesine bağlı, güvenilir, sakin
Yaratıcı, düzenli, fırsatları değerlendiren.
Duygusal, feminen, hassas.
Disiplinli , muhafazakar, dürüst.
Dışadönük, agresif, yaratıcı, iş kadını.
Nazik, saygılı, uyumlu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)